Examples of using "Fim" in a sentence and their turkish translations:
O zaman oyun biter!
yahu sonuna yetiştik böyle
birini sonuna kadar savunmak veya sonuna kadar kötülemek
- Güzel bir hafta sonu geçirin.
- İyi hafta sonları!
görkemli bir sonla karşılaştı,
İyi hafta sonları!
Her şeyin bir sonu vardır.
Son görünürde.
Bu sıranın sonu neresi?
Festival sona erdi.
Onlar sonuna kadar savaştılar.
O, sonuna kadar mücadele etti.
Senin sonun yakın.
Hafta sonu geldi.
Son, işi taçlandırıyor.
Hafta sonunun keyfini çıkar.
Sonuna kadar dayanacağız.
O hafta sonunda geliyor mu?
Hafta sonun nasıl geçti?
Hafta sonun iyi geçti mi?
kaçınılmaz sona yaklaşmasını izlerken
Ay'ın bir aylık döngüsü tamamlanıyor.
insan kendi sonun kendisi hazırlıyor
Viking çağı sona ermişti.
- Dünyanın sonu ne zaman gelecek?
- Dünya ne zaman sona erecek?
O bütün akşam sürdü.
Harika bir hafta sonu geçirin.
Tom, benim hafta sonumu harap etti.
Maç neredeyse bitti.
Canım kutlama yapmak istemiyor.
Sıranın sonunda durdu.
İyi hafta sonları.
Bu, sonun başlangıcıdır!
En iyisini sona sakladık.
İyi hafta sonları.
Ömrüm son demlerine yaklaşıyor.
İyi bir hafta sonu geçirdin mi?
Bu, yolun sonu.
İnsanoğlunun sonu yaklaşıyor mu?
Sabrım sona eriyor.
Eğlenceli bir hafta sonu olacak.
Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.
Sonunda, o, hedefi vurdu.
- Ben yarışı bitirdim.
- Yarışı bitirdim.
Martın sonunda evleneceğiz.
Bu greve kim son verecek?
Sadece canımız dans etmek istemiyor.
Canım yemek pişirmek istemiyor.
Bu hepsinin sonu.
İlk olarak, hiç bitmeyen bir form...
Kitabı baştan sona okudum.
Bu hafta sonu hava kötüydü.
Avrupa'da savaşın sonu şimdi ufuktaydı.
Nihayet, aydınlatılmamış bir şehir parkı buluyor.
bu sefer insanlığın sonunu getiriyor
çeksinler yahu sonuna kadar çeksinler
- Her şeyin bir sonu olması gerekir.
- Her şeyin bir sonu olmalı.
Amaçlar her zaman araçları meşru kılmaz.
Canım dans etmek istemiyor.
Hafta sonun nasıl geçti?
Bu hafta sonu çok şey öğrendim.
Biz hafta sonu için sabırsızlanıyoruz.
Güzel bir hafta sonu geçirdiniz mi ?
Beklenenin tersine sinemaya gitmemeye karar verdim.
Konuşmak istemiyorum.
Her hafta sonu golf oynar.
Tom hafta sonunu tek başına geçirdi.
Kahraman, kitabın sonunda öldü.
Canım çok konuşmak istemiyor.
- Canım oynamak istemiyor.
- Oynamak içimden gelmiyor.
Canım sinemaya gitmek istiyor.
Oyunu baştan sona kadar izledim.
Sonuna kadar kalmak zorunda değilsiniz.
Son, imkansızın başlangıcıdır.
Bu, dünyanın sonu değildir.
Canım yemek pişirmek istemedi.
Canım çalışmak istemiyor.
Canım dışarı çıkmak istemedi.
Plan sonuçta başarısız oldu.
Bu hafta sonu boş musun?
Hafta sonunu tek başına geçirdi.
Sonunda, biz, o eski püskü lokantada yemek yemeyi sona erdirdik.
Sen hiç dünyanın sonuna kadar gittin mi?
Tom'un canı beklemek istemiyordu.
Sigara içebilmek için durdum.
Tom'un canı yemek pişirmek istemiyor.
Tom'un canı konuşmak istemiyordu.
İntikam kesinlikle hedonist bir sona sahiptir.
- Dersin sonunda zil çalar.
- Zil, dersin sonunu duyurur.
Bugün canım yemek pişirmek istemiyor.
Bu hafta sonu için planların var mı?
Hafta sonu için bir planın var mı?
Bu yoruma ben de sonuna kadar katılıyorum
Bu aptalca davranışa son vermelisin.
Parti gece yarısı sona erdi.
Canım kimseyle konuşmak istemiyor.