Examples of using "Defender" in a sentence and their turkish translations:
Kendimizi savunmaya çalıştık.
Tom kendisini savunamadı.
Mike kendini nasıl savunacağını bilir.
Tom'u savunmayacağım.
Tom itibarını savunmak zorunda kaldı.
Tom kendini nasıl savunacağını öğrenmek istiyordu.
Bu yerin savunulması zor olacaktır.
Tom kendini savunmaya çalışmadı bile.
Tom Mary'ye kendini nasıl savunacağını öğretti.
Arazilerini savunmak şimdi bir günah haline mi geldi?
ve onları komşularınızdan zar zor savunabilirsiniz.
ama rahatsız edilir veya kışkırtılırlarsa kendilerini savunurlar.
birini sonuna kadar savunmak veya sonuna kadar kötülemek
Bu suçlamalara karşı kendini savunmak için burada yok.
Biz ülkemizi savunacağız.
Haklarımı savunmak istemeyen bir ülkede yaşamak istemiyorum.
Tom'un inandığı şeyin arkasında duracak cesareti olduğundan şüpheliyim.
Rus Çarı, II. Nicholas, kardeş bir Slav devleti olan Sırbistan'ı korumayı bir onur meselesi olarak gördü ve
orangutan da yok edilen doğal ortamında hayatta kalmaya çalıştığı için kendini savunabiliyor.