Translation of "Direitos" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Direitos" in a sentence and their turkish translations:

Eu tenho direitos.

Haklarım var.

direitos humanos nem se importam com os direitos das mulheres

insan hakları kadın hakları umurunda bile değil

Eu tenho certos direitos.

Belirli haklarım var.

- Não esqueçamos dos direitos humanos.
- Não vamos esquecer dos direitos humanos.

İnsan haklarını unutmayalım.

- Eu tenho certeza dos meus direitos.
- Tenho certeza dos meus direitos.

Ben haklarımdan eminim.

Restringir os direitos dessa parte

o kısmın haklarını kısıtlıyor

Você conhece os seus direitos.

Haklarını biliyorsun.

As crianças também têm direitos.

Çocukların da hakları var.

Nós conhecemos os nossos direitos.

Haklarımızı biliyoruz.

Sistema de choro direitos das mulheres

ağalık sistemi kadın hakları

Dar direitos às mulheres, dar liberdade,

Kadınlara hak vermekten, özgürlüğünü vermekten,

Não adicione frases com direitos autorais.

Telifli kaynaklardan cümleler eklemeyin.

Os patriotas defenderam os direitos da nação.

Vatanseverler kendi milletinin haklarını savundu.

Os direitos não se ganham, se conquistam.

Hak verilmez, alınır.

Estamos a trabalhar nos direitos das mulheres.

Kadın hakları üzerinde çalışıyoruz.

A violação de direitos autorais é ilegal.

Telif hakkı ihlali, kanuna aykırıdır.

- Numa democracia, os cidadãos têm os mesmos direitos.
- Em uma democracia, os cidadãos têm os mesmos direitos.

Bir demokraside bütün vatandaşların eşit hakları vardır.

Deviam gozar dos mesmos direitos, da mesma proteção

kesinlikle ülkemizdeki diğer insanlarla

Protegeu muito e melhorou os direitos das mulheres

Kadınların haklarını büyük ölçüde koruyup, geliştirmiştir

Nós tivemos uma breve discussão sobre direitos humanos.

Biz insan hakları konusunda kısa bir tartışma yaptık.

Um erudito fez um discurso excelente sobre direitos humanos.

Bir bilim adamı, insan hakları hakkında harika bir konuşma yaptı.

Na verdade, é a maior defensora dos direitos da mulher

Kadın haklarının en büyük savunucusudur aslında

Precisamos de uma clara definição do conceito de direitos humanos.

İnsan hakları kavramının açık bir tanımına ihtiyacımız var.

Num país onde não querem defender os meus direitos, não quero viver.

Haklarımı savunmak istemeyen bir ülkede yaşamak istemiyorum.

A civilização ocidental, que começou no período republicano, deu grandes direitos às mulheres.

Cumhuriyet dönemiyle başlayan batı medeniyeti kadınlara çok büyük haklar tanımıştır

Nos EUA, liberdade de religião é uma das garantias da Declaração de Direitos.

ABD'de din özgürlüğü Haklar Bildirisinin teminatlarından biridir.

A história dos Vales de Gales do Sul é de uma luta por direitos.

Güney Galler Vadileri tarihinde bir hak savaşı var.

Porque não é permitido às mulheres usufruir dos mesmos direitos civis como os homens?

Kadınların neden erkeklerle aynı haklardan yararlanmasına izin verilmiyor?

Ele acreditava que os negros poderiam vencer a luta pelos direitos igualitários sem violência.

O, siyahların şiddet olmaksızın eşit haklar için mücadelelerini kazanabileceklerine inanıyordu.

E tudo isto é conseguido sem recursos naturais e sem comprometer os direitos humanos

doğal kaynaklar yokken ve insan haklarını ya da demokrasiyi ihlal etmeden oluşuyor.

Não importando se são negros, brancos, amarelos ou normais, todos devem ter os mesmos direitos.

İnsanlar normal de olsalar; siyah, kahverengi veya sarı ırktan da olsalar hepsi aynı haklara sahip olmalıdır.

Como não tenho filhos... e não gosto dos direitos sucessórios, se a deixar para o estado, há a nossa burocracia,

Benim çocuğum yok ve veraset kanunlarını pek sevmiyorum. Bunu devlete bırakırsam bürokrasinin eline geçer.

- Todos os seres humanos nascem livres e iguais em dignidade e direitos. Eles são dotados de razão e consciência e devem agir com os outros com um espírito de fraternidade.
- Todos os homens são livres de nascimento e iguais em dignidade e direitos. Possuem razão e consciência e devem dirigir-se uns aos outros com espírito fraterno.

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.
- Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

Todos os seres humanos nascem livres e iguais em dignidade e direitos. Eles são dotados de razão e consciência e devem agir com os outros com um espírito de fraternidade.

Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.

Toda pessoa, como membro da sociedade, tem direito à segurança social e à realização, pelo esforço nacional, pela cooperação internacional e de acordo com a organização e recursos de cada Estado, dos direitos econômicos, sociais e culturais indispensáveis à sua dignidade e ao livre desenvolvimento da sua personalidade.

Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.