Examples of using "Controlar" in a sentence and their turkish translations:
Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
Kendinizi kontrol etmelisiniz.
Ben öfkemi kontrol edemedim.
Beni kontrol edemezsin.
Her zaman her şeyi kontrol etmek istiyorsun.
- Kendini kontrol etmelisin.
- Kendini kontrol etmek zorundasın.
Bunu kontrol edemiyorum.
O, çocuklarıyla baş edemiyor.
Tom artık kendini kontrol edemiyordu.
Kendini nasıl kontrol edeceğini öğrenmelisin.
Tom öfkesini kontrol edemedi.
Tom çocuklarını kontrol edemiyor.
O, kontrol edemediğim bir şey.
Kimsenin bizi kontrol etmeye hakkı yok.
İtfaiye, alevleri kontrol altına getirmek için çalışıyor.
Öfkesini kontrol edemedi.
Tom öfkesini kontrol edemedi.
Duygularını kontrol etmeyi öğrenmelisin.
Tom sinirlerine hâkim olamıyor.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
Durumu kontrol edemiyorum. Hiçbir şey beklediğim şekilde olmuyor.
Allah öfkesini kontrol edebilenleri sever ve kasıtsız ihmali affeder.
herkes karşısında görüntüde olduğu içinde öğretmen aynı zamanda öğrencilerini de kontrol edebiliyor
Trafik ışıkları trafiği yönlendirmek için kullanılır.
"Sağlık yetkilileri endişe verici bir SARS salgınını kontrol altına almaya çalışıyor"