Examples of using "Colher" in a sentence and their turkish translations:
Bana bir kaşık verin.
Hiç kaşık yok.
Bana kaşık verin.
Kaşık kirli.
O, kaşığı yaladı.
Bir kaşık eksik.
Burada bir kaşık var.
Bu bir kaşık.
Kaşığı yaladım.
Biz bir kaşıkla çorba yeriz.
Bir kaşık alabilir miyiz?
Affedersiniz, bir kaşık alabilir miyim?
Bu kaşık çorba içindir.
Kaşığım çok büyük!
Tom bir kaşıkla kahvesini karıştırdı.
Biz genellikle bir bıçak, çatal ve kaşıkla yemek yiyoruz.
Ben bir tahta kaşık almak istiyorum.
Çatalın yanındaki kaşık kirli.
Donna varlıklı bir ailede doğdu.
Pilavı karıştırabileceğim bir kaşığın var mı?
Diken ekenlerin gül hasat etmeyi beklememeleri gerekir.
Ben her zaman çayıma bir kaşık dolusu bal eklerim.
Eğer hava izin verirse, onlar gidecekler ve ormanda mantar toplayacaklar.
Kaşığı bıçağın sağına yerleştirin.
Bir kaşık, bir çatal ve bir bıçağa ihtiyacım var. Teşekkür ederim.