Examples of using "óbvio" in a sentence and their turkish translations:
Kesinlikle.
Apaçık görünüyor.
Açık değil mi?
Bu açık, değil mi?
O belli miydi?
Açıkçası o hatalı.
Bunun açık olduğunu düşündüm.
Onun hatalı olduğu açıktır.
Onun hasta olduğu açıkça görünüyor.
Onun oldukça açık olduğunu düşündüm.
Hatalı olduğun ortada.
Bu belli ki taklit.
Sadece açık konuşuyorsun.
Onun onu sevdiği çok açık.
Onun onu sevdiği çok açık.
"Apaçık" matematikteki en tehlikeli sözcüktür.
Tom'un Mary'yi sevmediği belli.
Tom'un hiçbir şey bilmediği belli.
Onun yüzemeyeceği açıkça görülüyor.
Onun bizi umursamadığı belli.
Tom'un bunun hakkında konuşmak istemediği açık.
Tom'un kızlara karşı ilgisi olmadığı çok açık.
Onun bir dahi olduğunu herkese açıktır.
O çok bariz olduğu için onu nasıl kanıtlayacağımı bilmiyorum.
Zaten bildiğim şeyler açık olan gerçeklerdi;
Onu Tom'un yaptığı oldukça belliydi.
- Anlaşılan, yarın yağmur yağacak.
- Açıkçası, yarın yağmur yağacak.
Eğer düz ise galakside diğer gözlemlediğimiz her şey neden küresel şeklinde
Bilimsel buluşların çoğu bilinenin keşfinden başka bir şey değildir.
Benim için, onun hiçbir siyasi sezgisinin olmadığı açıktır.
Tabii ki o haklı.