Examples of using "Razu" in a sentence and their turkish translations:
Ama neredeyse hemen,
Bir kez UFO görmüştüm.
Derhal başlamalıyız.
Bir daha ki sefere olmayacak.
Bir bakışta onu tanıdım.
O, onu hemen sevdi.
Derhal başlamalısın.
- Roma bir günde kurulmamıştır.
- Roma bir günde yapılmadı.
Onu hemen yapmak istedik.
Hemen gitmemelisin.
Senin sesini derhal tanıdım.
Onu hemen yapmanıza gerek yok.
Bir an önce bir doktoru görmeliyim.
Ev ödevini hemen yapsan iyi olur.
Boşaltmak için de bir düğmesi oldu mu tamamdır.
Tom derhal senin onu görmeni istedi.
Tom hemen Mary'nin sorusunu yanıtladı.
Toplantıdan hemen sonra seni arayacağım.
Bir zamanlar ormanda yaşayan bir cüce varmış.
Onu böyle yemenin hiç sakıncası yok.
Çünkü bu suyu hemen içmek istemezsiniz.
Bir zamanlar İngiltere'de çok kötü bir kral yaşarmış.
Onu son görüşümden sonra Tom'un saçları ağardı.
Buranın ne kadar daha serin olduğu şimdiden hissediliyor.
Bir zamanlar küçük bir adada yaşlı bir kadın yaşıyordu.
Ekleme ve çıkarmalar hemen gösterilmiyor.
Ben kapatır kapatmaz telefon yine çalmaya başladı.
Bir motele kayıt yaptırıp hemen uyudum.
O bunu baştan biliyordu.
O bunu başlangıçtan beri biliyordu.
Eve varır varmaz yatmaya gitti.
Tom eve gelir gelmez yatmaya gitti.
Ben bunu baştan beri biliyordum.
Bir bebek geyik doğar doğmaz ayakta durabilir.
muhtemelen insanların ona kötü davranmasına, ateş etmelerine şaşırdı, o yüzden hemen kaçmadı.
Bir zamanlar Zhuangzi, rüyasında bir kelebek olduğunu gördü ama uyandığında bir kelebek olduğunu gören Zhuangzi mi yoksa şu anda Zhuangzi olduğunu gören bir kelebek mi olduğuna emin olamadı.