Examples of using "Przewidzieć" in a sentence and their turkish translations:
Bunu öngörmeliydim.
Doğru bir şekilde tahmin edemem.
Havanın yarın nasıl olacağını tahmin etmek zor.
Hiçbir şeyi asla önceden tahmin edemem.
Hiç kimse onu öngörebilirdi.
Ben bu olayı tahmin edemezdim.
geleceklerinde ne yattığını tahmin etmek imkânsızlaşıyor.
Onunla ne istersem yapabilirim ve sonuçları tahmin edebilirim.
Ne olacağını tahmin edemem.
Tom'un nerede olacağını tahmin edemeyiz.
Sorun geliyor ve bunu tahmin edebiliyoruz
Ne olabileceğini öngöremem.
Tom'un ne düşüneceğini tahmin edemeyiz.
Tom'un geç kalacağını düşünmeliydim.
Hiçbir şeyi kesin olarak öngöremeyiz.
Tom'un nasıl hissedeceğini tahmin edemeyiz.