Examples of using "Powinienem" in a sentence and their turkish translations:
Şikâyet etmeliyim.
Boston'u ziyaret etmeliyim.
Ne yapacağım?
Şimdi gitmem gerekiyor mu?
Onu tekrar etmem gerekiyor mu?
Tom'u ziyaret etmeliyim.
Asla sana güvenmemeliydim.
bu evrensel güzellik --
Parayı almalıydım.
Gülüyor olmamalıyım.
Bir şey söylemeliydim.
- Bunu niye yapayım ki?
- Neden bunu yapayım ki?
Kahvaltı yapmalıydım.
Gerçekten gitmeliyim.
Bunu öngörmeliydim.
Yalan söylememeliydim.
Neden sana güvenmeliyim?
Cevap vermeli miyim?
Hiçbir yere gitmemeliydim.
Sizce hangi mesleği seçmeliyim?
Daha dikkatli dinlemeliydim.
Annemin söylediğini dinlemeliydim.
Daha uzun beklemeliydim.
Raporumu yazmaya geri dönmeliyim.
Oraya gitmemeliydim.
Önce Tom'la konuşmalıydım.
Bu dokümanları nereye teslim etmeliyim?
Benim doktorun tavsiyesini almam gerekirdi.
Ne zaman gelmem gerektiğini bilmiyorum.
Bunu beklemeliydim.
Asla gitmemeliydim.
Önce Tom'a sormalıydım.
Onu daha iyi açıklamalıydım.
Geri geleceğini bilmeliydim.
Bunu yapmamalıydım.
Sanırım belki gitmeliyim.
Neden yeni bir araba almalıyım?
Gerçekten onu bilmeliydim.
Hangisini satın almam gerektiğini düşünüyorsun?
Ona yardım etmem gerektiğini hissettim.
Sana yardım etmem gerektiğini hissediyorum.
Belki Almanca çalışmalıyım.
Onu almam gerektiğini düşünüyor musun?
Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
Neden bunu yapmaktan vazgeçmeliyim?
Tom'un onu götürmesine izin vermeliydim.
Onlarla kalmalıydım.
Arabamı satmamalıydım.
Gece geç saatlere kadar uyanık kalmamalıydım.
Tom'a biraz yardım etmem gerektiğini düşündüm.
Onu söylemek istiyor musun yoksa ben mi söylemeliyim?
Mutlu olmalıyım.
Kyoto'yu ziyaret etmeliyim.
Dün gece daha erken yatmaya gitmeliydim.
Asla boşanmamalıydım.
Asla buraya gelmemeliydim.
Sana aynı soruyu sormalıyım.
Bunu sana daha kısa sürede vermeliydim.
Bunun sen olduğunu bilmeliydim.
Meşgul olduğumu söylemeliydim.
Belki bu kadar şüpheci olmamalıyım.
Dün bu mektubu yazmalıydım.
Böyle bir şeyi satın almamalıydım.
Neden ödemem geriyor?
Söylemem gereken şey budur.
Belki ben bunun gerisinde kalabilirim.
Onu yapmamalıydım. Üzgünüm.
Oraya tek başıma gitmemeliydim.
O kadar erken kalkmamalıydım.
Sana o sandvici yapmamalıydım.
O e-postayı göndermemeliydim.
Sonra ne yapmam gerektiğini bana söyleyecek misin?
Kızgın olmalıyım ama değilim.
Ben sigara içmemeliyim.
Bir ayı ile karşılaşırsam ne yapmam gerekir?
Tom, öğretmenin sözünü dinlemem gerektiğini söyledi.
O kırmızı ışıkta geçmemeliydim.
Sanırım senin için onu yapmalıyım.
Tom'un geç kalacağını düşünmeliydim.
Öyle zannediyorum ki avukatımı aramam gerekiyor.
Öğle yemeği arasına kadar Boston'a varmalıyım.
Yapmamam gereken bir şeyi yaptığımı mı öne sürüyorsun?
Muhtemelen bugün böyle bir şey yapmamalıyım.
Belki de neden burada olduğumu sana söylemem gerekiyor.
Tom'a ne söylemem gerektiğinden pek emin değilim.
Onu ya sen ya da ben ziyaret etmeliyim.
Onu yapmanı istememeliydim.
Onu yememeliydim. Midem bulanıyor.
- Bir torba patates kızartmasının hepsini yememeliydim.
- Patates çipsinin tüm torbasını yememeliydim.
Bütün bu işi kendim yapmak zorunda olmamalıyım.
Annem bana daha fazla sebze yemem gerektiğini söyledi.
Tom’a bunu nasıl yapacağını göstermeliydim.
Pekâlâ, ısınmak için koşmamı mı istiyorsunuz?
Kayalıklara mı tırmanayım, kıyıdan mı dolaşayım?
çoğunluğun Müslüman olduğu bir ülkeden geldiğim için
Bilgisayarımı çalıştıramıyorum. Ne yapmam lazım?
Aslında, bunun için sana teşekkür etmeliyim.
Daha önce istifa etmeliydim.