Examples of using "Przyszłość" in a sentence and their turkish translations:
Şimdi geleceğe bir bakalım.
Bu bizim geleceğimiz.
Ben gelecek hakkında endişeliyim.
Gelecek Allah'a ait.
O, geleceği hakkında endişelidir.
Eğitim geleceğe yatırımdır.
Gelecekle ilgili umutlu hissediyorum.
geleceklerinde ne yattığını tahmin etmek imkânsızlaşıyor.
Yavrularının geleceğiyse... ...çok daha belirsiz.
O parlak bir geleceğe sahiptir.
Geçmiş nasılsa geleceğin de öyle olmasını bekliyoruz,
Onun tembelliği, gelecek için kötü bir işaretti.
Ebeveynler her zaman çocuklarının geleceği hakkında endişeli.
Bayan Harris oğlunun geleceği hakkında çok şüpheli.
Gelecek, rüyalarının güzelliğine inananlara aittir.
Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.