Examples of using "Sposób" in a sentence and their turkish translations:
Şaşılacak şekilde...
Sen daha iyi bir yol biliyor musun?
Yeni bir yöntem keşfettiler.
Ama belki de ''kalbi kırık'' dediğimiz zaman
tüm gerçekliğiyle ortaya çıkarıyor.
Hareketlerinizi parçalara ayırıp
güvenle öldürebilir.
Tom'u memnun etmek imkansız.
Farklı düşünme tarzlarımız var.
Hissetme biçimimizi değiştirmeliyiz.
Adalet beklenmedik yollarla çalışır.
Başka bir yol olmalı.
O nasıl çalışır?
O, problemi nasıl çözdü?
O, sorunu nasıl çözdü?
Onu yapmak için daha iyi bir yol biliyorum.
Bunu yapabilmemin imkanı yok.
O nasıl yardım edecek?
- Bu onu nasıl yaptığımızdır.
- Bu şekilde yapıyoruz.
Sorunu bu şekilde hallettim.
Tom'un konuşma tarzı beni sinirlendirdi.
Onun konuşma şekli beni sinirlendiriyor.
İpi etrafına dolayacağım. Şuradan geçirelim.
geleceklerinde ne yattığını tahmin etmek imkânsızlaşıyor.
Aşağılardaki durgun hava şartlarında iyi bir çoğalma yolu.
-Nasıl? -Yudum yudum. İçmenin tek yolu bu.
benzer şekilde tahıl muhafaza ediyorlar,
ve su kaynatma şekilleri tamamen aynı.
Makine bu şekilde kullanılır.
Bana böyle davranma.
Bunu yapmanın başka bir yolu olabilir.
Lütfen onu bu şekilde yapın.
Ben onu çalıştırmak için bir yolunu bulacağım.
Senin gülme tarzından hoşlanıyorum.
Bu onun İngilizce öğrendiği yoldur.
O farklı bir şekilde yapılması gerekiyor.
Bu şekilde yaşayamam.
Ben onu o biçimde yapmam.
Sakura'nın konuşma tarzı beni sinirlendiriyor.
çünkü hayatı kucaklamanın en yüce yolu bu.
Tamam, onun yanına inmenin bir yolunu bulmalıyız.
Sizce ısınmanın en hızlı yolu ne?
Sığınak yapmanın başka bir yolunu bulmamız gerek.
Peki onu yakalamak için hangi yaklaşımı kullanmalıyız?
Kültürel bir bina yapmanın yolu budur.
Bunu yapmak için bir dizi saçmalığa başvurmamız lazım.
Hemen hemen bütün profesyonellerin öğrenme yaklaşımı bu.
Birdenbire, yüzeye doğru uzandı.
...aslında bir şekilde rahatladım.
Bütün sabahı böyle geçirmek isterim.
Tom'a yardım edebileceğimiz başka bir yol olmalı.
Sana herhangi bir şekilde yardım edebilir miyim?
Onunla o biçimde konuşma!
Onunla o şekilde konuşma.
Akıllı bir adam bu şekilde hareket etmezdi.
Tom'un davranma tarzını sevmiyorum.
İşi yapma tarzını sevmiyorum.
Belki bunu yapmanın daha iyi bir yolu vardır.
O her zaman çok sade şekilde giyinir.
Bu problemin en iyi çözümü bu.
Tom'un zihniyetini beğeniyorum.
dinozorların nasıl bu kadar başarılı olduğudur.
Ama kurtarılmanın başka bir yolu daha var.
Ama kurtarılmanın başka bir yolu daha var.
Benekli ağaç kurbağaları, geceleri birbirlerini dâhiyane bir şekilde görüyor.
O yüzden mercanlar ilginç bir savunma geliştirmiştir.
Projemin fikri işte böyle ortaya çıktı.
Bu yalan haber kültürünü durdurmanın tek yolu.
Garip bir şekilde, hayatlarımız birbirini yansıtıyordu.
Ne cüretle benimle öyle konuşursun!
Tom Mary ile aynı şekilde öldü.
Sana yapılabilecek bir yol daha göstermek istiyorum.
Onu yapmak için daha iyi bir yol olduğuna eminim.
Onu yapmak için sana daha iyi bir yol göstereyim.
düşünme şeklimizi değiştirecek bir şey oldu.
Fransızca öğrenmenin en iyi yolu nedir?
Bir kıza yaklaşmanın en iyi yolu nedir?
Ben onu o şekilde yapmaya çalışmadım.
Tom'un her zaman konuşma tarzı budur.
Bunu yapmanın daha kolay bir yolu var mı?
- Mike, uçaklar genelde böyle mi sarsılırlar?
- Mike, uçaklar genellikle böyle mi sarsılırlar?
Seninle o şekilde konuştuğum için özür dilerim.
Size böyle hakaret etmesine izin mi vereceksiniz?
Sana böyle hakaret etmeme izin mi vereceksin?
aynı şeyleri farklı şekilde gördüm.
Özellikle de beynimizin duyguları nasıl oluşturduğunu anlamaya.
Sizce ilaçları teslim etmemizin daha hızlı bir yolu olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Bu zehirli sürüngeni yakalamaya çalışmanın en iyi yolu nedir?
Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri