Examples of using "Mogłem" in a sentence and their turkish translations:
Ben uyuyamadım.
Reddedemezdim.
Yapabileceğimi yaptım.
Konuşamadım.
Ben elimden geleni yaptım.
O riski göze alamadım.
Ona yardım edebildim.
İşimi kaybedebilirdim.
Onu kullanabilirdim.
Hiç kimseyi bulamadım.
Başka ne yapabilirim?
Kendimi gülmekten alamadım.
Dışarı çıkamadım.
Gözyaşlarıma engel olamadım.
Olabildiğince erken geldim.
Anahtarlarımı bulamadım.
Tom'a yalan söylemeyi sürdüremedim.
Sizi pek duyamadım.
Tom'la akşam yemeği yiyemedim.
Onu masanın üstünde bırakmış olabilirim.
Onu herhangi bir yerde bulamadım.
Ben onun evini bulamadım.
Acıya güçlükle katlandım.
Ona daha fazla dayanamadım.
Yağmur yağdığı için dışarı çıkamadım.
Onun fikirlerini anlayamadım.
Ona uymaktan başka bir şey yapamam.
Ben bu olayı tahmin edemezdim.
Tom'a ayak uyduramadım.
Lekeyi ovarak çıkaramadım.
Yardım edebildiğim için mutluyum.
Onun esprisini anlayamadım.
Üzgünüm, onu reddedemem.
O zamanlar tek yaptığım şey onu düşünmekti.
Şemsiyemi otobüste unutabilirdim.
Onların isimlerini hatırlayamadım.
Ona yardım edebildim.
Cüzdanımı otobüste bırakmış olabilirim.
Aradığım sayfayı bulamadım.
Gürültüye daha fazla dayanamadım.
Gülmemek elimde değildi.
Oyunun başlaması için sabırsızdım.
Söylediği şeyi zorla anlayabildim.
Tom'dan para isteyemedim.
Onu yapmanı isteyemedim.
Onun Tom olduğuna inanamadım.
Onun sen olduğuna inanamadım.
Onu gördüğümde ona inanamadım.
Ne yiyebilirim ne de içebilirim.
Kendimi esnemekten alamadım.
Ne söyleyebilirim?
Ben senin doğum günü partisine gelemedim.
Bir şey arıyordum ama onu bulamadım.
Yani resmen... ...gözlerime inanamadım.
Ben dinledim ama onların ne söylediğini çıkaramadım.
Onun ne hakkında konuştuğunu anlayamadım.
Yazarın ne söylemeye çalıştığını anlamadım.
Tom'un geleceğinden emin olamadım.
Ben içinde ne olduğunu göremedim.
Proje müdürü olarak projelerime istediğim adı verebilirdim.
Bir şey hatırlatmaya çalışıyordum ama yapamadım.
- O kelimeyi sözlükte bulamadım.
- O sözcüğü sözlükte bulamadım.
O hâldeyken oğluma iyi bir baba olamazdım.
Bunu yapabilmemin tek yolu, okyanusta olmaktı.
Hastalığım yüzünden bugün ziyaret edemedim.
Açıklaması çok baştan savmaydı. Onu anlamadım.
Saatlerce aradım fakat onu bulamadım.
Hastalık yüzünden toplantıya katılamadım.
- Hastalıktan dolayı partiye gidemedim.
- Hastalık nedeniyle partiye gidemedim.
Tom bana reddemiyeceğim bir öneride bulundu.
Ben ne olduğuna inanamadım.
Ben sahile gidebilirdim ama dağlara gittim.
Çok hızlı yürüdüğüm için son trene yetişebildim.
Aradığım kelimeyi sözlükte bulamadım.
Onu bulamadım. Yuvasında yoktu.
Doğadan o kadar çok şey almıştım ki artık geri verebiliyordum.
Dün gece buraya yakın bir yangın vardı ve uyuyamadım.
İhtiyacımız olan her şeyi almaya gücümüz yetmedi.
Ben sadece orada oturamadım ve bir şey yapamadım.
Kutu o kadar ağırdı ki onu taşıyamadım.
Kutu o kadar ağırdı ki onu kaldıramadım.
Duygularınıza zarar vermiş olabilirim, ancak bu benim niyetim değildi.
Keşke Boston'dayken seni ziyaret edebilsem.
Kulaklarıma inanamadım!
Onlar bana söylediğinde buna inanamadım.
O kadar uykulu hissettim ki gözlerimi zorlukla açık tutabildim.
Ne diyeceğimi bilemedim.
Genellikle tenis oynadıktan sonra bir duş alırım, ama bugün alamadım.
Bazen, oyuncu bir ruh hâlindeyken kamerayı çok bırakamıyordum.
Korku filmini tekrar izlemek için kendimi ikna edemedim.
Kafamda çok şeyler olduğu için dün gece iyi uyuyamadım.
Annem hasta olduğu için konsere gidemedim.
"Balıklarla oyun oynuyor." diye düşünmeden edemedim. Oyun oynama, sosyal hayvanlarda sıkça görülür.
Her neyse, ben elimden geleni yaptım.
Bütün o gürültü yüzünden dün gece uyuyamadım.