Examples of using "Przeżyć" in a sentence and their turkish translations:
Kimse hayatta kalamadı.
Yaşamayı sürdürmek için onu her gün yapmak zorundayım.
ama akıllı seçimleriniz beni hayatta tuttu
Üçte biri, bir ayını doldurmadan ölecek.
Büyükbabam hayatının geriye kalan kısmını sakin bir şekilde yaşamak istiyor.
- Sen hayatta kaldın.
- Siz hayatta kaldınız.
Hayatımı istediğim şekilde yaşamış olmayı dilerdim.
Berberler binlerce yıldır yaşıyor ve başkaları bir gün bile hayatta kalamadı.
Hayatımı stressiz ve endişesiz yaşamak istiyorum. Zengin ya da ünlü olmam gerekmiyor, sadece mutlu olmak istiyorum.