Examples of using "Udało" in a sentence and their turkish translations:
Başardık.
- Başardık.
- Biz onu yaptık.
Bunu atlattık.
Şuna bakın! İşe yaradı.
...başarılı oldu.
Tamam, işte.
Onu yaptın!
Biz başarılı olduk.
Biz başardık.
Bunu sen yaptın.
Bunu ben yaptım.
- O çalıştı.
- İşe yaradı.
Harika işti, başardık!
Kutuyu açmayı başardı.
Nehri yüzerek geçmeyi başardı.
O onu nasıl yaptı?
Kimse hayatta kalamadı.
Bunu kuralları yıkarak buldular.
Başardı. Ama orada çok oyalanmasa iyi eder.
İlk denememde başarılı oldum.
- Onu ikna etmekte başarısız olduk.
- Onu ikna edemedik.
O Harry'yi kaldırmada başarısız oldu.
- Kim başardı?
- Kim başarılı oldu?
Bu başarısız oldu.
Onu ikna edemedim.
- Yardımın sayesinde, başarılıydık.
- Yardımınız sayesinde başarılıydık.
Başardığına memnun oldum.
Pekâlâ, başlıyoruz. Bu işe yaradı!
Alınmak için mükemmel bir yer. Başardık.
Sonunda istediğim kitabı ele geçirdim.
Tesadüfen nadir bir kelebeği gördü.
Aradığım kitabı bulabildim.
Hapishaneden nasıl kaçabildin?
Oraya zamanında varabildik.
İşte! Bakın, işte oldu! Alevi boğmamaya çalışın.
Asla pes etmeyin, neredeyse geldik.
Planından bahsetmemeyi başardı.
Evliliğim için ailemin iznini alabildim.
Büyük çabalarına rağmen başarısız oldu.
Neyse, en azından bir şeyi hallettik.
İngiliz kanalını yüzerek geçmeyi başardım.
Biz planladığımız her şeyi yapamadık.
Yavruları da pek bir şey avlayacakmış gibi değil.
Başarılarının sırrı, 7/24'lük bir var oluş tarzına geçmelerinde saklı.
Çok şükür, o çatlağın derinliklerine inmeyi başardı.
- Sen hayatta kaldın.
- Siz hayatta kaldınız.
Sonunda başarısız oldum.
Tom elinden geleni yaptı, ama başarısız oldu.
Tom ve Mary bir anlaşmaya varamadılar.
Şüphesiz elinden geleni yaptı ama başarmadı.
Yardımın olmasaydı babam başarısız olurdu.
Umarım sorunuza cevap verebilmişimdir.
Seni aramaya çalıştım ama arayamadım.
Tom yapacağını söylediği şeyi yapamadı.
Japonya ile ilgili bulabildiğim her kitabı aldım.
Birkaç yıl sonra, hayatımda bazı şeyleri kontrole almayı başardım.
Sonunda seninle tanışabildiğime inanamıyorum.
Sadece yaşayacak bir yer bulup bulamadığınızı merak ediyordum.
çünkü yaklaşık 80 yıllık ömrümde anladım ki
Phileas Fogg bahsi kazanmıştı. Seksen günde devr-i âlem yapmıştı.
Tom bir bıçakla sakalını düzeltmeyi denemeye karar verdi, fakat çok başarılı değildi.
En azından hastanedeki panzehir için ihtiyacımız olan zehrin bir kısmını elde etmeyi başardık.
Başarısız oldum.
Kendini bir şekilde en az tehlikeli olan yere almayı başarmış. Yani köpek balığının sırtına.
Arabamın benzini bittiği için onu istasyonda karşılayamadım.
Tom Boston'da iken Mary'yi ziyaret etmek için zaman ayırmış olabilir.