Translation of "Linę" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Linę" in a sentence and their turkish translations:

Mam linę.

Bir halatım var.

Odczepiony, wciągam linę.

Halatı çözdü, onu topluyorum.

Ktoś przeciął linę.

Birisi ipi kesti.

W porządku, rzucamy linę.

Pekâlâ, şu halatı geçirelim.

Okej, zdejmijmy tę linę.

Pekâlâ, halatı çıkartalım.

Wykorzystam moją linę, by usiąść

Üzerine oturmak için ip... ...kullanacağım

Przywiążę drugą linę dla bezpieczeństwa.

Güvenlik için bir ip daha bağlayacağım. Tamam.

ściągam linę i w drogę.

ve halatı aldıktan sonra yola devam edeceğiz.

To pewnie najbezpieczniejsze. Znam tę linę.

En güvenli yol bu olsa gerek. En azından bu halatı tanıyorum.

Ściągnijmy linę i zobaczmy, jak wygląda.

Halatı aşağı çekelim ve nasıl göründüğüne bakalım.

Wy dowodzicie. Przywiążmy linę.  Może tutaj?

Yetki sizde. Hadi bu halatı bağlayalım. Belki şunun çevresine.

Ściągnę linę i spróbujemy zlokalizować wrak.

Tamam, şimdi halatı alalım. Sonra şu şeyin yerini belirlemeye çalışacağız.

Szybko ściągam tę linę i uciekam stąd.

Şu halatı hızlıca geri alıp buradan gidelim.

Tak, jest w tamtej szczelinie. Przywiążmy linę.

Evet, oradaki küçük yarığa sıkıştı. Pekâlâ, bunu bağlayalım. İşte.

Daj mi nóż, żebym mógł przeciąć linę.

İpi kesmek için bir bıçak istiyorum.

Przywiążmy tę linę i przygotujmy się do zejścia.

Tamam, bu halatı bağlayıp hazırlanalım.

Muszę zarzucić linę na jedną z tych wysokich gałęzi.

Halatı yüksekteki dalların üzerine atmayı denemeliyim.

I mogę ich użyć, by ochronić linę przed krawędzią

Bunu şu amaçla kullanacağım, halatı, sivri köşelerden korumak için.

Jednak te ostre skały mogłyby przeciąć naszą linę jak nóż.

Ama sorun şu ki bu keskin kayalar halatı bir bıçak gibi kesebilir.

Wtedy nie zdaję się na linę, o której nic nie wiem.

Ve ne zamandır orada olduğunu bilmediğim bir halatla tırmanmak zorunda kalmayacağım.

Ramiona utrzymują równowagę. Mam linę owiniętą wokół stopy i to pozwala mi się podnosić.

Kollarımı denge için kullanıyorum. Ayaklarımı da halata dolayıp kendimi yukarı itiyorum.

Więc w takich warunkach trzeba coś mieć, co będzie ochraniać linę przed ostrą skałą.

Bu tür inişlerde halatı sivri kayalıklardan koruyacak bir şey yapmak istersiniz.