Translation of "Virtù" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Virtù" in a sentence and their turkish translations:

è la virtù della civiltà,

nezaketin getirdiği erdem.

I giovani non hanno virtù.

Genç insanların erdemleri yoktur.

La pazienza è una virtù.

Sabır bir erdemdir.

La concisione è una virtù.

Özlülük bir erdemdir.

La lealtà è una virtù.

Sadakat bir erdemdir.

Il perdono è una virtù.

Affetme bir erdemdir.

La calma è la virtù dei forti.

Sakinlik, güçlünün bir erdemidir.

Mi piace, pertanto, chiamare quella virtù "mera civiltà".

Bu erdeme "saf nezaket" demeyi seviyorum.

La discrezione è una virtù rara e importante.

Sağduyu nadir ve önemli bir erdemdir.

La pazienza è una virtù che non ho.

Sabır benim sahip olmadığım bir erdemdir.

Con tutte le loro virtù e i loro difetti

kötüler ve kurbanlar biçiminde sabit bir karikatür olarak değil

La pazienza è una virtù rara di questi giorni.

Bugünlerde sabır nadir bir erdemdir.

E ciò che lo rese possibile fu la virtù della civiltà.

Bunu mümkün kılan, nezaket erdemiydi.

Mostrare i propri veri sentimenti non è considerato una virtù in Giappone.

Gerçek duygularını göstermek Japonya'da bir erdem olarak düşünülmemektedir.

Ritengo che la prima delle virtù sia tenere a freno la lingua: Assomiglia a un dio chi sa tacere al momento giusto.

Erdemlerden ilkinin dili kontrol altında tutmak olduğuna inanıyorum: Doğru anda nasıl sessiz kalacağını bilen bir tanrıya benziyor.