Examples of using "Hanno" in a sentence and their turkish translations:
Dans ettiler.
Onlar beni yanlış yönlendirdi.
Onlar size yalan söylediler.
Vuruldun mu?
- Yüzdüler.
- Onlar yüzdüler.
Onlar haklı.
Onlar yanılıyor.
Onlar hazır.
Onlar kaybetti.
Onlar aç.
Onlar üşüyorlar.
Sigara içtiler.
Onlar korkuyorlar.
Tartıştılar.
Onlar imzaladı mı?
Cevapladılar.
Onların şirketi var.
Onlar cevap verdiler mi?
Onlar başarısız oldu.
Onların umudu var.
Onlar fırsatı kaçırdılar.
Onlar beni götürdüler!
Onların ikisi de güldü.
Onların parası var mı?
Bize yardım ettiler.
Hiçbir şeyleri yok.
Bizi gördüler mi?
Onların paraları yok.
Beni görmezden geldiler.
- Hepsi aç.
- Hepsinin karnı aç.
Onların iki kedisi var.
Onlar bizi aradı.
Onlar beni kandırdı.
Onlar bir araba satın aldı.
Bir araba satın aldılar.
Onlar aç olduklarını söylediler.
Herkes bir şey aldı.
Onların hepsi içtiler.
Onlar bizi serbest bıraktılar.
Onlar bizi tutukladı.
Onlar onları tutukladı.
Onlar beni tutukladı.
Onlar dans etti.
Onlar ilerleme kaydettiler mi?
Onların ikisi de tepki gösterdiler.
Onlar tartıştılar.
Sizin için ne yaptılar?
- Sana ne dediler?
- Onlar sana ne söylediler?
Onlar dinlemedi.
Herkesin hataları vardır.
Onların ikiz kızları var.
Onların atı var.
Onların iki sözlüğü var.
Onların seçeneği yok.
Onlar ne zaman olduğunu söyledi mi?
Onlar nasıl dediler mi?
- Onlar bir şey buldu mu?
- Herhangi bir şey buldular mı?
Zaman kaybettiler.
Yeterli paraları yok.
Onlar zaten yemek yediler.
Onlar direnmediler.
Onlar niçin tartıştılar?
Onların bir çocuğu var.
Onlar Tom'u yerleştirdi.
Tom'u uyandırdılar.
Onların iki kız çocuğu var.
Onların birkaç kitabı var.
Onlar korkmuyorlar.
Onların birkaç seçeneği var.
Tabii ki onlar haklı.
- Onların sorunları mı var?
- Onların sorunları var mı?
Onlar onu işe aldı.
Onların bir sözlüğü var mı?
Onların on iki çocuğu var.
Onlar Tom'u yakaladılar.
Neredeyse hazırlar.
Onların bazı şüpheleri var.
Onlar zaten yapıldı mı?
Onların kaç tane keçisi var?
Onların hangi avantajı var?
Onlar onu işe aldı.
Aç değiller.
Maçı kazandılar!
Bunu onlar yaptı.
Onların yüzükleri var.
Onların çok yeteneği var.