Translation of "Susan" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Susan" in a sentence and their turkish translations:

- Sono Susan Greene.
- Io sono Susan Greene.

Ben Susan Greene.

Ciao Susan. Come va?

Merhaba, Susan. Nasılsın?

Susan non fuma mai.

Susan hiç sigara içmez.

- Susan in realtà è la tua sorellastra.
- Susan in realtà è la sua sorellastra.
- Susan in realtà è la vostra sorellastra.

Suzan aslında senin üvey kardeşindir.

- Susan ha fatto un vestito per Jill.
- Susan fece un vestito per Jill.

Susan, Jill için bir elbise yaptı.

A Susan piacciono i gatti.

Susan kedileri sever.

Susan è una brava cuoca.

Susan iyi bir aşçıdır.

- Susan si occupa davvero di sua madre.
- Susan si occupa veramente di sua madre.

Susan gerçekten annesine çekmiş.

- Ehi, hai sentito? Susan è in dolce attesa.
- Ehi, ha sentito? Susan è in dolce attesa.
- Ehi, avete sentito? Susan è in dolce attesa.

Hey, duydun mu? Susan'ın fırında bir kurabiyesi var.

- Susan potrebbe non venire, però Betty lo farà sicuramente.
- Susan potrebbe non venire, però Betty verrà sicuramente.

Susan gelmeyebilir, ama Betty kesinlikle gelecek.

Susan si sta specializzando nella storia americana.

Susan, Amerikan tarihi bölümünde okuyor.

Susan lucidò le scarpe di suo padre.

Susan babasının ayakkabılarını parlattı.

Mia sorella Susan si alza presto ogni mattina.

Kız kardeşim Susan her sabah erkenden kalkar.

Susan passò le vacanze estive a casa della nonna.

- Susan yaz tatilini büyükannesinin evinde geçirdi.
- Suzan yaz tatilini anneannesinde geçirdi.
- Susan yaz tatilini babaannesinde geçirdi.

La ragazza che sta parlando con John è Susan.

John'la konuşan kız Susan'dır.

Susan ha fatto brillare le scarpe di suo padre.

Susan babasının ayakkabılarını parlattı.

Susan odia fare le faccende domestiche, ma questa mattina sta aiutando sua madre in cucina.

Susan ev işi yapmaktan nefret eder ama bu sabah annesine mutfakta yardım ediyor.

Ho chiamato Susan per scusarmi con lei, però mi ha chiuso il telefono in faccia.

Ondan özür dilemek için Susan'ı aradım fakat o, telefonu yüzüme kapadı.