Examples of using "Spiacente" in a sentence and their turkish translations:
Gerçekten çok üzgünüm.
Üzgünüm, bu gece çalışmak zorundayım.
Ben bu konuda çok üzgünüm.
Üzgünüm, bir fikrim yok.
Üzgünüm.
Üzgünüm, uzun süre kalamam.
Çok erken aradığım için üzgünüm.
Kusura bakma, ama Tom haklı.
Üzgünüm, gitmek zorundayım.
Üzgünüm, Macarca anlamıyorum.
O bir yazım hatası. Özür dilerim.
Kusura bakma, kapalıyız.
Üzgünüm bayım. Erken kapanıyoruz.
Üzgünüm, bu uçuş dolu.
Mary'ye üzgün olduğumu söylemek için yazdım.
Üzgünüm ama erkek kardeşin bir aptal.
Ben son dakikada randevuyu iptal ettiğim için üzgünüm.
Üzgünüm, anlamıyorum.
Üzgünüm ama anlamıyorum.
Üzgünüm, bu senin kararın değil.
Üzgünüm fakat canım bugün dışarı çıkmak istemiyor.
Ah, gerçekten üzgünüm.
Tamam, üzgünüm, yarın görüşürüz.
Üzgünüm, geç kaldım.
Kusura bakma, lafı uzattım.
Kusura bakmayın, tanımadığım insanların içeri girmesine izin vermem.
"Pastam nerede?" "Üzgünüm, hepsini ben yedim."
Üzgünüm ama Mary haklı.
O konuda gerçekten üzgünüm.
Üzgünüm, ben alkol alamam.
Üzgünüm, ben bir hata yaptım.
Üzgünüm, çalışmak zorundayım.
Üzgünüm, onu fark etmedim.
Kusura bakma, açıklama yapma konusunda kötüyüm.
Üzgünüm, bir kurşun kalemim yok.
Üzgünüm, ben Esperantoyu çok iyi konuşmuyorum.
- Üzgünüz, kredi kartı kabul edemiyoruz.
- Üzgünüm, kredi kartı kabul etmiyoruz.
Üzgünüm, bir prezervatif olmadan onu yapmayacağım.
Üzgünüm, başka ne yapılacağını bilmiyordum.
- Üzgünüm ama cevabım hayır.
- Üzgünüm ama yanıtım hayır.
Gerçekten üzgünüm.