Examples of using "Sollievo" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir rahatlama.
Dünya varmış!
Bu büyük bir rahatlamaydı.
Ne kadar da rahatlatıcı, değil mi?
O bir rahatlamaydı.
Yoksa bir rahatlama mı hissettirir?
Gece herkes rahat bir nefes alıyor.
Bu büyük bir rahatlamaydı.
Bu büyük bir rahatlama.
Tom rahat bir nefes verdi.
Ağrı olmadan hiçbir rahatlama olamaz.
O, rahat bir nefes verdi.
Gece gelince sıcaktan kurtulmak mümkün...
...aslında bir şekilde rahatladım.
Tom'un yüzü onun rahatlamasını gösterdi.
Bir hafta sonra büyük bir rahatlama yaşadım.
Annesine kavuşmanın verdiği rahatlama... ...ve çok ihtiyaç duyduğu sütü.
Çünkü her gün gidip onu takip etmeye çalışmanın yoruculuğu,
O Çin ilacı aldı, bu onun semptomlarını rahatlattı.
Klasik müzik beni yatıştırıyor.