Translation of "Enorme" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Enorme" in a sentence and their turkish translations:

- Quell'aereo è enorme!
- Quell'aeroplano è enorme!

Şu uçak çok büyük.

È enorme.

O kocaman.

Era enorme.

O, kocamandı.

Sarà enorme.

Büyük olacak.

- Questo scantinato è enorme.
- Questa cantina è enorme.

Bu bodrum büyük.

- È un enorme errore.
- È un errore enorme.

Bu çok büyük bir hata.

- Ti farò un favore enorme.
- Vi farò un favore enorme.
- Le farò un favore enorme.

Sana büyük bir iyilik yapacağım.

- Ha un enorme appetito.
- Lei ha un enorme appetito.

Onun devasa bir iştahı vardır.

- Vive in una casa enorme.
- Lui vive in una casa enorme.
- Abita in una casa enorme.
- Lui abita in una casa enorme.

O, çok büyük bir evde yaşar.

Questo è enorme.

Bu kocaman.

Tom è enorme.

Tom çok iri.

L'inondazione era enorme.

- Sel büyüktü.
- Sel muazzamdı.

Che cane enorme!

Ne büyük bir köpek!

- Ha fatto un errore enorme.
- Lui ha fatto un errore enorme.

O büyük bir hata yaptı.

- È stato un enorme trauma per me.
- È stato un enorme shock per me.
- Fu un enorme trauma per me.
- Fu un enorme shock per me.

O benim için büyük bir şoktu.

Guarda questo enorme serbatoio.

Şu devasa su tankına bakın.

La domanda è enorme.

Talep çok büyük.

Questo posto è enorme.

Bu yer çok büyük.

La rete è enorme.

Şebeke çok büyük.

Questo edificio è enorme.

- Bu bina kocaman.
- Bu bina çok büyük.

Era un enorme sollievo.

Bu büyük bir rahatlamaydı.

È una scommessa enorme.

Büyük bir kumardı.

È un numero enorme.

Bu çok büyük bir rakamdır.

Era un progetto enorme.

O büyük bir projeydi.

Era un cambiamento enorme.

Bu büyük bir değişiklikti.

Questo potrebbe essere enorme.

Bu kötüleşebilir.

Il costo era enorme.

Maliyet büyüktü.

Tom è enorme, vero?

Tom kocaman, değil mi?

- C'è un buco enorme nella parete.
- C'è un buco enorme nel muro.

Duvarda büyük bir delik var.

- È un enorme errore.
- È un grande errore.
- È un errore enorme.

- Bu büyük bir hata.
- Bu çok büyük bir hata.
- O büyük bir hata.

- Tom vive in una casa enorme.
- Tom abita in una casa enorme.

Tom çok büyük bir evde yaşıyor.

Il nuovo edificio è enorme.

Yeni bina çok büyüktür.

Vive in una casa enorme.

- O, büyük bir evde yaşıyor.
- O, kocaman bir evde yaşıyor.

È un enorme problema sociale.

Bu çok büyük bir sosyal sorun.

Farlo sarebbe un errore enorme.

Onu yapmak büyük bir hata olurdu.

Mi serve un favore enorme.

Büyük bir iyiliğe ihtiyacım var.

Questa è una casa enorme.

Bu büyük bir ev.

Questo è un onore enorme.

Bu büyük bir onur.

Questa è una perdita enorme.

Bu büyük bir kayıp.

Questa è una sfida enorme.

Bu büyük bir meydan okuma.

Questo è uno sviluppo enorme.

Bu büyük bir gelişme.

Ha un un cazzo enorme.

- Onun büyük bir horozu var.
- Onun koca bir yarağı var.

Questo è un enorme incarico.

Bu anıtsal bir görev.

Tom ha un potenziale enorme.

Tom muazzam bir potansiyele sahiptir.

Una creatura enorme che non scherza.

tersi pis olan dev bir yaratık.

Un enorme globo dorato che vorticava,

veya dönen devasa bir altın küre varsa

Ma così abbiamo un enorme potere.

Ama bunda müthiş bir gücümüz var.

Il telefono di Tom è enorme.

- Tom'un telefonu kocaman.
- Tom'un telefonu büyüktür.

L'esperimento è stato un enorme successo.

Deney devasa bir başarıydı.

Il Brasile è un paese enorme.

Brezilya büyük bir ülke.

La noia è un problema enorme.

Can sıkıntısı çok büyük bir sorundur.

Un elefante è un animale enorme.

- Bir fil çok büyük bir hayvandır.
- Filler iri bir hayvandır.

È uno shock enorme per me.

Benim için çok büyük bir şok.

Provo un enorme rispetto per Tom.

Tom için büyük saygım var.

- Abbiamo visitato un enorme parco divertimenti a San Paolo.
- Noi abbiamo visitato un enorme parco divertimenti a San Paolo.
- Visitammo un enorme parco divertimenti a San Paolo.
- Noi visitammo un enorme parco divertimenti a San Paolo.

Sao Paulo'daki büyük bir eğlence parkını ziyaret ettik.

Ma hanno un enorme, smisurato potere negoziale.

Ama onların büyük, çok büyük pazarlık güçleri var.

Un enorme numero di foto di cibi,

inanılmaz sayıda yiyecek resmi gösterirsek

E infine, il mercato cinese è enorme.

Ve son olarak Çin pazara devasa.

Penso sia piuttosto stimolante per quell'intelligenza enorme.

Bence bu durum, o devasa zekâ için oldukça uyarıcı.

La gente comune ha un potere enorme.

Sıradan insanlar muazzam bir güce sahip.

Il suo programma ebbe un enorme successo.

Onun programı büyük bir başarı sağladı.

Vive da solo in una casa enorme.

Kocaman bir evde yalnız yaşıyor.

Tom diede a Mary un enorme bacio.

Tom Mary'ye büyük bir öpücük verdi.

Il bisogno di riforme in Italia è enorme.

İtalya'da reform ihtiyacı çok büyüktür.

- Era un sollievo enorme.
- Era un sollievo immenso.

Bu büyük bir rahatlamaydı.

- Il problema è enorme.
- Il problema è immenso.

Sorun kocaman.

- È un risultato enorme.
- È un risultato immenso.

O büyük bir başarı.

Visto dal cielo, il fiume sembrava un enorme serpente.

Gökyüzünden bakıldığında, nehir kocaman bir yılan gibi görünüyordu.

- Quello è un grande trofeo.
- È un trofeo enorme.

O büyük bir ödül.

Giove è il pianeta più enorme del sistema solare.

Jüpiter güneş sisteminde en büyük gezegendir.

Le tridacne giganti hanno un impatto enorme sulle barriere coralline.

Görünüşe göre dev midyelerin mercan resifleri üstünde büyük etkisi var.

Impressa nella memoria, un enorme squalo che si avvicina all'improvviso.

Devasa bir köpek balığı aniden yanına yaklaştı.

La balena è un enorme mammifero che vive nel mare.

Balina denizde yaşayan çok büyük bir memelidir.

- La Via Lattea è immensa.
- La Via Lattea è enorme.

Samanyolu çok büyük.

Le domande e le risposte giocano un enorme ruolo nell'interazione.

Sorular ve cevaplar etkileşimde büyük bir rol oynarlar.

- Quell'enorme mammifero si chiama elefante.
- Quel mammifero enorme si chiama elefante.

Bu büyük memeliye fil denir.

- È un'enorme perdita di tempo.
- È una enorme perdita di tempo.

O, büyük bir zaman kaybıdır.

Il punto è che dovrei raccoglierne una quantità enorme per avere abbastanza energia.

Şöyle ki bunlardan çok enerji alabilmem için avuç avuç toplamam gerekiyor.

Ma ci può volere molto tempo per perlustrare un enorme deserto cercando uno scorpione.

Ama devasa çöl arazisinde bir akrep aramak çok uzun sürebilir.

Come si sa, l'11 settembre ha causato un enorme shock e molto dolore.

Bildiğimiz üzere, 11 Eylül çok fazla şok ve acıya neden oldu.

Con la notte alle porte, a questo enorme stormo serve un posto dove dormire.

Gece hızla yaklaşırken bu devasa sürünün uyuyacak bir yer bulması gerek.

I passeggeri dormivano nelle loro cabine quando la nave ha colpito un iceberg enorme.

Gemi büyük bir buzdağına çarptığında yolcular kamaralarında uyuyorlardı.

Ma in questo enorme territorio desertico ci può volere molto tempo per trovare uno scorpione.

Ama devasa çöl arazisinde bir akrep aramak çok uzun sürebilir.

Per il viaggio avrebbe bisogno di un razzo incredibilmente enorme per essere lanciato nello spazio.

uzaya fırlatılması için inanılmaz derecede büyük bir rokete ihtiyacı olacaktır. Von Braun, uzay aracını parçalar halinde

Ma negli Stati Uniti, un enorme numero di lavoratori deve affrontare una realtà molto diversa.

Fakat Birleşik Devletler'de, çok sayıda çalışan, çok farklı bir gerçekle yüzleşiyor.

La mancanza di sonno può avere un impatto negativo enorme sui voti di uno studente.

Uyku eksikliğinin öğrencinin notlarının üzerinde çok büyük olumsuz etkisi olabilir.

Il ragazzo ha un enorme bernoccolo sulla testa. Non c'è da stupirsi che abbia pianto così tanto!

Çocuğun başında büyük bir yumru var. O kadar çok ağlamasına şaşmamalı.