Examples of using "Pulsante" in a sentence and their turkish translations:
Butona bas.
Bu düğmeye basar mısınız?
- O tuşa basma!
- O düğmeye basma.
Hangi butona basacağımı bana söyler misin?
- Yanlış düğmeye basma.
- Yanlış düğmeye basmayın.
O mavi butona dokunma.
O bir düğmeye bastı.
O, mavi düğmeye bastı mı?
Tom gizli bir butona bastı.
Bu buton tam olarak ne işe yarar?
Tom doğru tuşa bastı.
Acil bir durumda, bu düğmeye basın.
Caddeyi geçmek için bu düğmeye basın.
Zonklayan bir baş ağrım var.
Butona bastın mı?
O tuşa dokunma!
Tuşa dokunma.
Butona basarsan motor durur.
ve anahtarı çevirmek üzereyim.
Bu düğmeye basarsam ne olur?
Garip bir şey olursa kırmızı düğmeye bas.
Tüm yapmanız gereken düğmeye basmaktır.
Halsiz hissediyorum ve başım zonkluyor.
Yangın durumunda, bu düğmeye basın.
Tom dahili haberleşme butonuna bastı.
Tom neredeyse yanlış düğmeye basıyordu.
Yangın durumunda, butona basın.
- Bu düğmeye basarsam ne olur acaba?
- Bu butona basarsam ne olur merak ediyorum.
- Bu düğmeye basarsam ne olacağını merak ediyorum.
Ne yaparsan yap, bu butona dokunma.
Bu butona basarsan, kapı açılır.
O düğmeye basarsan motor durur.
Butona bastığında motor durur.
- Hangi butona basacağımı bilmiyorum.
- Hangi tuşa basacağımı bilmiyorum.
Fotoğraf çekmek için tek yapman gereken bu düğmeye basmaktır.
- Düğmeye basmak üzereyim.
- Butona basmak üzereyim.
Bu butona basarsam ne olur?