Examples of using "Profondo" in a sentence and their turkish translations:
Derin bir nefes al.
Derin bir çukur kazın.
Bu beni derinden yaraladı.
O, derin bir nefes aldı.
O, derin bir nefes aldı.
- Senin aşkın ne kadar derin?
- Senin aşkın ne kadar içten?
- Bu göl ne kadar derin!
- Bu göl ne kadar da derin böyle!
Bu oldukça sığ.
ve hayatta kalmaya odaklı bir dünya. DÜNYA'DA GECE
O biraz derin.
O göl ne kadar derin?
O derin bir uykuya daldı.
Tom derin bir nefes aldı.
Göl derin midir?
Bu göl derin mi?
Bu göl derin.
Senden gerçekten nefret ediyorum.
Bu kesik kötü. Derin bir kesik.
- Göl çok derin.
- Gölet çok derin.
Nehir burada derin.
Deniz çok derin.
Tom uzun bir soluk aldı.
Göl çok derin.
Göl burada derin.
Bu göl çok derin.
Bu göl ne kadar derin?
Şimdi, derin bir nefes al.
Derin uykuda.
Bu kuyu ne kadar derin?
Bu nehir sığ mı?
Derin bir değişimle karşı karşıyayız.
- Bu nehir çok derindir.
- Bu ırmak çok derindir.
Bu nehir oldukça derindir.
Bu nehir ne kadar derin?
Tom derin bir uykudan uyanır.
Gölün ne kadar derin olduğunu bilmiyorum.
Kalbimin en derin yerinden onu seviyorum.
Benim üzerimde çok derin bir etkisi vardı.
Atlayış işe yaradı, su yeterince derinmiş.
Nehir beş fit derinliğindedir.
Gölet üç metre derinliğindedir.
O ne kadar derindir?
Ona yürekten teşekkür ettim.
Biwa gölü ne kadar derin?
- Bu nehir çok derin değil.
- Bu ırmak çok derin değil.
Orada on yıl önce derin bir gölet vardı.
Yeterince derin değil.
Bu nehrin karşısına geçemedim.O çok derin.
ancak daha sonra gece derin uyku sırasında,
Oyuk ne kadar derin olursa çapa da o kadar kuvvetli olur.
Çok etkili bir sözü vardı
Ayrıca büyük bir aciliyet var.
- Size en içten duygularla teşekkür ederim.
- Size çok teşekkür ederim.
- Bütün kalbimle size teşekkür ederim.
Tom Mary'yi yürekten seviyor.
Ne kadar derin ve büyük olursa o kadar iyi!
Su buz gibi! Atlayış işe yaradı, su yeterince derinmiş.
Aşağısı çok yüksek. Pekâlâ, işte büyük an.
Nehir o noktada sığdı.
Seni tüm kalbimle anlıyorum.
Ne kadar derin?
O çok derin değil.
Bu, Japonya'daki en derin göldür.
O kadar derin değil.
Tom nehrin ne kadar derin olduğunu merak etti.
Bu nehir o noktada sığ olur.
- Japonya'da bu göl en derin göldür.
- Bu göl Japonya'da ki en derin göldür.
aya çarpabilir veya uzayın derinliklerine fırlatılabilir.
Gözlerinde derin bir uçurumun karanlığı vardı.
Bu göl bu ülkede en derindir.
Çocuğu uykuya dalmış buldum.
Ah, gelgitler arttıkça çamur daha da derinleşiyor.
Delik ne kadar derin?
Derin bir nefes al elinden ve onu geldiğince uzun süre tut.
Derin çamurda birkaç adım atmakta bile çok zorlanıyorum.
Ne kadar derin olduğunu bile göremiyorum. Bu tür tünellerin tehlikeli yanı budur.
özellikle de az önce bahsettiğim uykunun derin evresi.
Çok yorgun olduğu için mışıl mışıl uyudu.
Bu nehir bu tür bir tekne için yeterince derin değil.
Bu derin uyku beyin dalgalarının kombine kalitesi
Rusya'daki Baykal Gölü dünyanın en derin gölüdür.
Gözlerinde derin bir uçurumun karanlığı vardı.
Körfezin ucundaki balıklara erişmek için... ...derin bir kanal geçmeleri gerek.
Amcamın sanata derin bir ilgisi var.
Tom insanın içine işleyen bir şey olmak üzere olduğu hissini atlatamadı.
Bu nehrin en derin yeri burası.
Bense dışında olduğumu hissettim. Ve o dünyanın içinde olmak için derin bir özlem duydum.