Examples of using "Nel" in a sentence and their turkish translations:
Çölde mi yaşıyorsun?
Gruba hoş geldiniz.
- Komitede misin?
- Komitede misiniz?
Kadere inanıyor musun?
1979'da neredeydin?
Kamyonete bin.
Laboratuvara gidin.
iyi ya da kötü yönde.
İyi veya kötü
Biz 2013'te başladık.
2013'te neredeydin?
O 1960 yılında öldü.
Dünyanın neresinde yaşıyorsun?
2017 yılında, bir grup otomobil fabrikası işçisinin
Sen dünyanın neresindesin?
Onlar parkta koşuyorlar.
Gölde yüzdük.
O, karanlıkta kayboldu.
Onu nehre attım.
O nehirde boğuldu.
1969 yılında yayımlandı.
Aşkın gücüne inanıyor musun?
Ben sadece mahalledeydim.
Gerçek aşka inanıyor musun?
Yanlış zamanda yanlış yerde oldu.
O yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
Nehirde yüzme.
Şu kazayı ayrıntılı olarak anlatın.
- Kalbimdesin.
- Yüreğimdesin.
Ofisime gir.
Onu parkta gördün mü?
- Doğru yerdesin.
- Doğru yerdesiniz.
Ofisimde bekle.
O lüks içinde yaşıyor.
O, nehre düştü.
O, doğaüstüne inanır.
O, uykusunda konuşuyor.
- Zaman yolculuğunda gelecek yoktur.
- Zaman yolculuğunda gelecek kavramı yoktur.
Uykumda konuşurum.
Ben nehirde yüzdüm.
Hıristiyanlığa inanıyorum.
Kadere inanır mısın?
Geçmişte değil, şimdiki zamanda yaşamalısın.
Ben kadere inanıyorum.
O, nehirde yüzer.
Biz iyi konumdayız.
Onlar iyi durumda.
O kuyudadır.
O kuyuda.
Thames nehrinde balık tuttum.
Koroda şarkı söylerdim.
Tünele nasıl girdin?
Parkta oynardık.
Herkes panikledi.
1988'de doğdum.
Onu parkta bulduk.
Trafikte sıkıştık.
Ben parkta oynuyorum.
O, pazarlamada çalışır.
Ben 1982'de doğdum.
2013'te buradaydım.
Onları otoparkta gördüm.
Tom kamyonda kaldı.
Trafikte sıkıştım.
1804'te
Onlar parkta çıplak koştu.
Kahveye ne koydun?
Torbadaki ne?
Araba garajda.
Tom uykusunda öldü.
Ben hücreme geri dönmek istiyorum.
- Hiç Minnesota'ya gittin mi?
- Hiç Minnesota'da bulundun mu?
Parktaki insanları görüyor musun?
Diğer yandan Amerika'da, Concord, Massachusetts'te
Ben onu çekmeceye koydum.
1972'de doğdum.
Tom arka odada.
Fiyata dahil mi?
Gerçekten 2015 yılında mıyız?
Onu otoparkta gördüm.
Onu otoparkta gördüm.
Ben trafikte sıkıştım.
Benim arka bahçemde değil.
Trafikte sıkıştım.
O, öğleden sonra beni aradı.
Bu beni derinden yaraladı.
O, parkta kayboldu.
- O, 19. yüzyılda doğdu.
- O on dokuzuncu yüzyılda doğdu.
O, depremde öldü.
- Benim koltuğumda oturuyorsun.
- Benim sandalyemde oturuyorsun.
- Benim koltuğumda oturuyorsunuz.
Tabaktaki her şeyi yedim.
Öyleyse, bu arada ne yaparız?
- Boş zamanında ne yaparsın?
- Boş zamanlarında ne yapıyorsun?
O şimdi otelinde.
Ben seni ofisimde istiyorum.
Seni ofisimde görebilir miyim?
Sen bir baş belasısın.
Çayına şeker koyar mısın?