Examples of using "Prendere" in a sentence and their turkish translations:
Bunu almak istiyor musun?
Notlar tutmalısın.
Bir pizza almak istiyor musun?
Kitabı alabilirsin.
Akşam yemeği almak istiyor musun?
Sen ilacı almalısın!
- Bir taksi çevirebilirsin.
- Taksiyle gidebilirsin.
Not tutabilirdin.
Git ve Tom'u getir.
Otobüse binmeli miyim?
Ben not almak istiyorum.
Ben bunu almak zorundayım.
Otobüse binebilirim.
Lütfen bunu alır mısınız?
O kilo almaya başladı.
Şunlardan birisini almak ister misin?
5 numaralı otobüse binmen gerek.
Bir kalem alabilir miyim?
Ben her şeyi alabilirim.
O yakalanmadı.
O yakalanmadı.
Bunu alamam.
Beni almaya gelebilir misin?
O, rüşvet almayı reddetti.
Yetişmen gereken bir otobüs var.
Verecek bir kararın var.
Dün kaç tane yumurta alabildin?
Servis otobüsüne binmelisiniz.
Git birkaç havlu getir.
Bunu almak istiyor musun?
Neden bir taksi tutmak istiyorsun?
Tom'u götürmene izin vermeyeceğim.
Gazete almaya git.
Yiyecek bir şey almak ister misin?
Kahve almaya git.
Onlara bir hediye almak zorundasın.
Nereden bir harita alabilirim?
Biraz akşam yemeği yemek ister misin?
Bir köpek alabilir miyim?
Her türlü önlemi almak zorundayız.
Gideceğim ve Tom'u alacağım.
Bir tablo almalı mıyız?
Bir kahve içmeyi tercih ederim.
Trenle gidebilirim.
Yeni bir motosiklet almam gerekiyor.
ön lisansını ve
Otobüse binmek zorunda mıyız?
Onu al, ya da bırak.
Bunu ister misin?
Asansöre binebiliriz.
Bunu almalıyım.
Otobüse binmeli miyim?
Ne kadar alabiliriz?
Tom'u götürebilirim.
Ne kadar almalılar.
Git ve bana biraz süt getir.
Kemanımı alayım.
Bu kararı vermek zordu.
Ona oturmasını söyle.
Ona oturmasını söyle.
Bir şemsiye almayı unutma.
Paranı alamam.
Onun anahtarlarını aldığını gördüm.
Onun anahtarlarını aldığını gördüm.
Tom'un karar almasına izin ver.
Biletleri nerede alabilirim?
Paltonuzu alabilir miyim?
Ben onları ödünç alabilir miyim?
Burada bir taksiye binebilir miyim?
Borçlanmaktan nefret ediyorum.
Bunu alabilirim.
Sana biraz daha alabilirim.
Bir randevu almaya geldim.
O merakına yenik düştü.
- Ben soğuk algınlığına yakalanmaktan korktum.
- Üşütmekten korkuyordum.
Bu ilacı reçetesiz alabilirsin.
- Ben senin paranı istemiyorum.
- Paranı almak istemiyorum.
Tom'un anahtarlarını aldığını gördüm.
- Bir fincan çay içmek ister misin?
- Bir fincan çay alır mısınız?
- Bir bardak çay alır mısınız?
- Bir bardak çay alır mıydın?
Taksi çağırmana gerek yoktu.
Kararı vermek size kalmış.
Git biraz su getir.
Bir fincan daha çay içmek ister misiniz?
Şemsiyeni yanına alman akıllıcaydı.
Yakalanacak bir trenin yok mu?
- Telefona benim yerime bakabilir misin?
- Telefonu benim yerime sen açabilir misin?
- Telefonu benim yerime cevaplayabilir misin?
- Telefonu benim yerime açabilir misin?
Polisler rüşvet almamalı.
Yüzme dersleri almalısın.
Kaskını almaya git.
Niçin Tom'u almaya gitmiyorsun?
Bu kitabı ödünç almak ister misin?
İlk trene binmek istemiştim.
Otobüse nerede bineceğimi bilmiyordum.