Examples of using "Portò" in a sentence and their turkish translations:
O onunkini getirdi.
Tom Mary'yi mağaraya götürdü.
Otobüs bizi istasyonda indirdi.
Bagajını trene taşıdı.
O, ellerini onun alnına koydu.
O, akşam yemeği getirdi.
O, akşam yemeği getirdi.
O bir süpürge getirdi.
Tom onunkini getirdi.
aynı zamanda hoşgörülü toplumları,
- Devrim yeni bir çağ getirdi.
- Devrim yeni bir döneme öncülük etti.
Bir otobüs bizi havaalanından şehre götürdü.
O yorgundu fakat çalışmaya devam etti.
O onu mağazaya götürdü.
O onu hayvanat bahçesine götürdü.
Gemi Amerika'ya yüzlerce göçmen taşıdı.
Bana kahve getirdi.
Bana kahve getirdi.
Tom, Mary'yi hastaneye götürdü.
Tom akşam yemeğini getirdi.
Tom çiçekler getirdi.
Tom serinletici içecekler getirdi.
- Tom bir pasta getirdi.
- Tom bir kek getirdi.
O beni mali yıkıma götürdü.
O, bize üzücü haber getirdi.
Tom senin erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.
Mahkemeye gitti ve "askeri gereklilikler" hikayesini anlattı
Tom, Mary'yi eve götürdü.
Tom bana kahve getirdi.
Tom yanında Mary'yi de getirdi.
Tom Mary'yi hayvanat bahçesine götürdü.
Tom Mary'yi dans etmeye götürdü.
Fadıl, Leyla'yı eve getirdi.
Sami, Leyla'yı Mısır'a götürdü.
Çevirmem için bana bir mektup getirdi.
Bill erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.
Bill bana bir bardak su getirdi.
Biri çantamı aldı götürdü.
Tom Mary'yi akşam yemeğine götürdü.
Hikaye bir sonuca ulaştı.
Tom her şeyi ofisine götürdü.
Yanına bir şemsiye almadı.
Kavga, birçok tutuklamalarla sonuçlandı.
Tom erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.
O deney büyük bir keşife neden oldu.
Annem beni parka götürdü.
- Tom Mary için bir hediye getirdi.
- Tom, Mary'ye bir hediye getirdi.
Tom biraz bira getirdi.
Tom Mary'yi en yakın hastaneye götürdü.
Tom oğlunu işe getirdi.
Tom, Mary'yi tren istasyonuna götürdü.
O bizi istasyona götürdü.
O bizi hayvanat bahçesine götürdü.
karşı kazandığı büyük zaferde önemli bir rol oynadı
Ticaret şehirlerin gelişmesine neden oldu.
Tom bana bir bardak çay getirdi.
Tom, kızı Mary'yi okula götürdü.
Tom Mary'ye öğle yemeğini getirdi.
Tom yanına bir şemsiye almadı.
Bill, küçük erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.
Tom ailesini hayvanat bahçesine götürdü.
Biz oturur oturmaz, o bize kahve getirdi.
O bana bir bardak şekersiz çay getirdi.
Tom eve biraz yiyecek götürdü.
Tom, Mary'nin şarap bardağını aldı.
Tom Mary'nin valizini onun için taşıdı.
Tom beni eve getirdi.
- Tom Mary'ye bir hediye getirdi.
- Tom, Mary'ye bir hediye getirdi.
Çay istediğimde, bana kahve getirdi.
- Senin nasihatın beni başarıya götürdü.
- Senin nasihatından dolayı başarabildim.
- Bana verdiğin nasihattan dolayı başarabildim.
- Hitler Almanya'yı savaşa götürdü.
- Hitler Almanya'yı savaşa sürükledi.
Ted amca, pandaları göstermek için bizi hayvanat bahçesine götürdü.