Examples of using "Entra" in a sentence and their turkish translations:
İçeri gel, Tom.
O içeri geliyor.
Arabaya bin.
İçeri gel Tom.
Bu durumda paylaşma ekonomimiz devreye girer
O benim evime girer.
İçeri gel, Tom.
Benden sonra odaya gel.
İçeri girmiyor musun?
Burnun ağzıma giriyor.
- Hoca içeriye girince konuşmayı kesin.
- Öğretmen içeri girince konuşmayı kesin.
Merhaba, Tom, içeriye gel.
Lütfen içeri gel.
İşte bu noktada meditasyon devreye giriyor.
İşte bu noktada Çin devreye giriyor.
Bu noktada projemiz devreye giriyor.
Kanınıza girdikten sonra enfeksiyon kaparsınız
Gir veya çık.
Kamyonete bin.
Jeep'e bin.
Bin ve sür.
Öğretmenleri girdiğinde öğrenciler ayağa kalkar.
Lütfen şimdi giriniz.
Çatı içeriye yağmur sızdırıyor.
Gelin.
Fakat daha karanlık gecelerde... ...altıncı bir his devreye giriyor.
Odaya girdikten sonra kapıyı kapatacaksın.
Bir gün Amy büroma geldi ve ağlamaya başlayıp şöyle dedi
Bir konuşmaya girdiğinde söyleyecek bir şeyin olmalı.
Oo sen. Gir içeri.
Şimdi içeri gir.
O hayvanla temas edince bir şeyler oluyor. Ama bir noktada nefes alman gerek.
Buyurun, kapı açık.
Neden içeri girmiyorsunuz ve beklemiyorsunuz?
Bir at bir bara girer. Barmen "Neden bu kadar uzun bir yüz?" diye sorar.
İçeri buyurun. Israr ediyorum.
İçeri gir ve annene yardım et.
It comes into force at 11am, but fighting continues until the last moment. American
ABD'de bir restorana girerken seçeneğin vardır, sigara içilen ya da sigara içilmeyen yerde oturmak.