Examples of using "Crea" in a sentence and their turkish translations:
Dil farkındalık yaratır.
Ufkun haritasını çıkarır.
Tutku acı yaratır.
Fonksiyon organ yaratır.
bizim fırsatımız
- Bir kutuyu nasıl yaparsınız?
- Bir kutu nasıl yapılır?
Kokain çok bağımlılık yapıcıdır.
Kişisel web siteni yarat.
Başka bir keşiş yengeci ortalığı karıştırıyor.
Güneşten dolayı oluşan gölgeyi görüyor musunuz?
Tom kendi giysilerini yapar.
Bu güzel bir adalet döngüsü yaratıyor.
Bunu inkar edemeyiz -- kültürde varlık imkân yaratır.
Yani burada bir tür dalga etkisi var.
Yalnızlık insanı dâhi ya da aptal yapıyor.
insanların kendi performansları konusunda kafalarını karıştırır.
10 gün süresince bir topluluk salonu oluşturulur,
Hepsinin çekim gücü birleşince en güçlü gelgitler oluşur.
Zihninizin her yönünü beyniniz yaratır.
bağışıklık sistemi hücre ve proteinlerden küçük bir çevre oluşturacak
Gün içinde biriken buhar gece boyu devam eden fırtınalar doğuruyor.
İşte bu, yeni normaller yaratan birebir iletişimin gücüdür.
Milyarlarca yıldır gelip giden metcezirleri meydana getiriyor.
Ne tür oyunlar yapıyorsun?
Gelgitler güçlenmeye başlamış. Tümsek başlı papağan balığının üremesi için mükemmel şartlar oluşmuş.
Okyanuslar, göller ve nehirlerden buharlaşma, havadaki suyun% 90'ını oluşturur.