Examples of using "è abituata" in a sentence and their turkish translations:
O, seyahat etmeye alışkındır.
O, oturmaya alışkındır.
O, yemek pişirmeye alışkındır.
- Tek başına yaşıyordu.
- Yalnız yaşamaya alışkın.
- O yalnız yaşamaya alışkındır.
O istediğini almaya alışkındır.
O erken kalkmaya alışkındır.
O erken kalkmaya alışkındır.
O erken kalkmaya alışkındır.
Bütün gece yatmamaya alışkındır.
Kız kardeşim yemek pişirmeye alışkın değildir.
- Ne zaman yatmaya alışkınsın?
- Saat kaçta yatmaya alışkınsın?