Examples of using "Véletlen" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir tesadüf.
Ne tesadüf!
Bu bir tesadüf.
O, kazara oldu.
Ben bunun bir tesadüf olduğuna eminim.
Bu bir tesadüf.
Bu sadece bir rastlantı.
O, kazara oldu.
Bu, tesadüf olamaz.
Yapay zekâ güzel bir tesadüf.
Benim zengin bir çocuk olup
Bu yalnızca bir tesadüf değil.
O, kaza değildi.
Bu tesadüf olabilir.
Bu bir tesadüf değildi.
Kaza eseri mi oldu yoksa kasıtlı mıydı?
Bu sadece bir tesadüftü.
O, konuşmaya tesadüfen kulak misafiri oldu.
O bir tesadüften başka bir şey değildi.
Mektubunu yanlışlıkla açtığım için özür dilerim.
Senin doğumun bir kazaydı.
"Tom'un ölümü bir kazaydı." "Emin misin?"
Bunun sadece bir tesadüf olduğunu mu düşünüyorsun?
Kurşun kalemin yok, değil mi?
Tom ve Mary'nin aynı zamanda kafeteryada olması tesadüf değildi.