Examples of using "Fel" in a sentence and their turkish translations:
Ayağa kalk!
Beni ara.
- Kolla kendini.
- Sıkı dur.
Bizi ara.
Beni pazartesi günü ara.
Ne giymeliyiz?
Beni ara!
Kendini hazırla.
Beni ye!
- Hazır olun.
- Hazırlanın.
- Hazırlan.
Ara beni.
Ellerini kaldır!
Onu tam doldurun.
Onu giy.
Elbiselerini giy.
Onu keşfetmeye git.
Onu dene.
Onu al.
Onunla ilgilen.
- Kalk!
- Uyan!
- Lütfen onu ara.
- Lütfen, onu ara.
Bir ata bin.
Beni arama.
- Ben asla vazgeçmem.
- Asla vazgeçmem.
Ne giyinmeliyim?
Tom'u aramalısın.
Her gün saat kaçta kalkarsın?
Yataktan çık.
Otobüse binin.
Bu akşam beni ara.
Kollarınızı sıvayın.
Kulaklığı tak.
Bisikletine bin.
Kolunu kaldır.
Bizim fark etmemiz gereken şey;
İşçi sınıfı bir aile içinde büyüdüm
Bırakamazdım
Vazgeçmeyecektim.
Uruguay'da icat edildiğini söylerdi.
Uyan!
Bill'i arayalım.
Kalkabilir misin?
Ben kan öksürdüm.
Ben altıda kalkarım.
Ayağa kalk, lütfen.
Yokohoma'da yetiştirildim.
Neşelen!
Hazırlıklı olmak zorundayız.
Beni kızdırma.
O, Avustralya'da büyüdü.
Seni saat kaçta uyandırmam gerekiyor?
- Onu arayacağım.
- Onu ararım.
- Onu çağırırım.
- Niçin beni çağırdın?
- Beni niçin aradın?
Ben vazgeçmiyorum.
Beni aramadın.
Uyan Tom.
Tom'u alalım.
Tom'u mahkemeye verelim.
Çıkmak istiyor musun?
Onlar asla vazgeçmez.
Silahlıyım.
Oturabilir misin?
Uyan, Tom.
Onu deneyin.
Siz nerede büyüdünüz?
Altıda kalktım.
onu ortadan kesip açmanız gerekir.
Ben buralarda büyüdüm.
Boston'da büyüdüm.
Vazgeçebilirim.
Burada büyüdüm.
Onu al.
Biz giyinmedik.
O durdurulmalı.
Lütfen giyinin.
- Beni sekizde uyandırın.
- Sekizde beni uyandır.
Bu öğleden sonra beni ara.
Seni neşelendirmek istiyorum.
Daha fazlası için hazır olun.
Lütfen uyanın.
Ben hazırım.
Ne giyeceğim?
Tom'u yukarıya gönder.
Babanı ara.
Buraya gel.
Bunları deneyin.
Bunu deneyin.
Temizlersin.
Linux kurun!
Beni saat sekizde uyandır.
Hazırlanman gerekiyor.
Onu temizle, Tom.
O, Almanya'da büyüdü.
Beni nasıl tanıdın?
Onlar bıçaklarla silahlanmıştı.
Biz giyinmek zorundayız.
Onlar seni asacaklardı.
Onları arayalım.