Examples of using "Látsz" in a sentence and their turkish translations:
Ne görüyorsun?
Bir şey görebiliyor musun?
Beni görebiliyor musun?
- Birisini görüyor musun?
- Birisini görüyor musunuz?
Yukarıda bir şey görebiliyor musun?
Gözlüklerin olmadan görebiliyor musun?
Bana ne gördüğünü söyle.
- Onda ne buluyorsun?
- Sen onda ne görüyorsun?
İlginç bir şey görüyor musun?
Sen her şeyi koyu renklerde görüyorsun.
Burada ne görüyorsun?
Beni görebiliyorsun, değil mi?
İyi görmüyorsun.
Beni oradan görebiliyor musun?
Resimde ne görüyorsunuz?
Beğendiğin bir şey görüyor musun?
Doğru olanı yap.
- Burada kimseyi görüyor musun?
- Burada herhangi birini görüyor musun?
Kayan bir yıldız gördüğünde bir dilek tut.
- Bir hata görürseniz lütfen düzeltin.
- Eğer bir hata görürsen, öyleyse lütfen onu düzelt.
Beni görmekten mutlu olacağından kesinlikle emin değildim.
Eh, beni gördüğüne memnun olmadın mı?
Beni görmek için çok mutlu görünmüyorsun.
- Beni burada gördüğüne şaşırmıyor musun?
- Beni burada gördüğüne şaşırmış değil misin?
Orada senin görmediğin bir sorun var.
Beni gördüğüne çok mutlu görünmüyorsun.
Onda ne buluyorsun?
Yakından baksan bile bir şey görmüyorsun.
Burada gördüğün bu mum sahip olduğum sonuncusudur.
Kendimi bildim bileli bulutlara bakar, şekiller görürüm. Sen de bu resimde bir şey görüyor musun?
Parktaki insanları görüyor musun?
Duyduğun her şeye inanma! Gördüğün her şeyi isteme! Bildiğin her şeyi söyleme! İstediğin her şeyi yapma!