Examples of using "Időre" in a sentence and their turkish translations:
Bizim zamana ihtiyacımız vardı.
Hazırlanmak için zamana ihtiyacım var.
Onu ne kadar süredir istiyorsun?
Düşünmek için zamana ihtiyacım var.
- Kısa bir sessizlik vardı.
- Kısa bir sessizlik oldu.
Uzun bir sessizlik vardı.
Çok zamana ihtiyacım var.
Biraz daha zamana ihtiyacımız var.
Ne kadar süre?
Ama her seferinde elinden kaçtılar.
Biraz zamana ihtiyacım var.
Hâlâ zamana ihtiyacım var.
Bundan daha fazla zamana ihtiyacım var.
Kaza onu kalıcı felç bıraktı.
- Tom uzun zaman sessizliğini korudu.
- Tom uzun süre sessizliğini bozmadı.
Zamana ihtiyacımız var.
Daha ne kadar uzun süreye ihtiyacınız var?
Her ikimizinde daha fazla zamana ihtiyacı var.
Evet, o zaman zaman olur.
Bence biraz daha fazla zamana ihtiyacımız var.
Ben bir süreliğine dışarı çıkıyorum.
Sadece biraz zamana ihtiyacımız var.
Sadece biraz daha fazla zamana ihtiyacım var.
Hazırlanmak için biraz daha zamana ihtiyacım var.
Tom zaman zaman bana bir şeyler verir.
Tom, hala zaman zaman bana yazar.
Tom'un biraz zamana ihtiyacı vardı.
Burada ne kadar kalmayı planlıyorsunuz?
Sabırlı olun lütfen. Bu zaman alır.
Bir müddet bizde kalmaya karar verdi.
Rudy uzun bir süre sustu ve o hastalığın 15 yıl önce
Belki ara vermeniz gerekiyordur.
Biraz daha zamana ihtiyacımız var.
Daha fazla zaman gerekli olacak.
Her yazar zaman zaman yazarın bloğundan muzdarip olur.
Tom'un zamana ihtiyacı vardı.
Kötü hava sonucu yollar kapalı.
Daha fazla zamana ihtiyacım var. Ayrıca biraz nakite ihtiyacım var.
- Ne kadar zamana ihtiyacın var?
- Ne kadar zamana ihtiyacınız var?
- Daha fazla zamana ihtiyacım var.
- Daha çok zamana ihtiyacım var.
Tom işi zamanında yaptırmak için çok çalıştı.
Onların daha çok zamana ihtiyacı vardı.
Köprüyü yapmayı zamanında bitirdiler.
Ben kusurlu insanlardan bıktım, bu yüzden bir süre kendimi tecrit etmeye karar verdim.
Bu havaya ihtiyacımız vardı.
Tom bir süre kasabanın dışına çıkmak istediğini söyledi.
Bizim genç, "Frenler düzenli ayarlama gerektirir." der
O hâlâ zaman zaman romanlar yazar fakat eskisi kadar sık değil.
Daha fazla zamana ihtiyaçları var.
Ara sıra sinemaya giderim.
O zaman zaman hâlâ bana yazıyor.
O günleri hatırlıyorum.
O hâlâ zaman zaman beni arar.
Onun ne söylemeye çalıştığını anlamak bir süremi aldı.