Translation of "Boltba" in Turkish

- Elment a boltba.
- Elment boltba.
- A boltba ment.

O, mağazaya gitti.

- Elmegyek a boltba.
- Most a boltba megyek.

Şimdi dükkâna gidiyorum.

- Kerékpárral mentem a boltba.
- Biciklivel mentem a boltba.

Mağazaya kadar bisikletimle gittim.

A boltba megyek.

Ben bir mağazaya gidiyorum.

Mész a boltba?

Dükkana gidiyor musun?

Engedj el a boltba.

Mağazaya gideyim.

Tom boltba szeretne menni.

Tom alışverişe gitmeye niyetleniyor.

Tamás elment a boltba.

Tom mağazaya gitti.

El kellett menni egy boltba,

dükkana gitmen gerekirdi.

Tervezem, hogy beugrok a boltba.

Süpermarkete uğrayacağım.

Mit szólnál, ha beugornánk a boltba?

Dükkâna uğramaya ne dersin?

Ma be kell ugranom a boltba.

Bugün süpermarkete uğramam gerekiyor.

A boltba mész? Veszel nekem egy játékot?

Dükkana gidiyor musun? Bana bir oyuncak alır mısın?

Tomi megkérte Máriát, hogy menjen el a boltba tejért.

Tom, Mary'nin biraz süt alması için süpermarkete gitmesini istedi.

- Két rabló tört be az üzletbe.
- Két rabló tört be a boltba.

İki soyguncu bir mağazaya girdi.

- Azt akarom, hogy fuss el értem az üzletbe.
- Azt akarom, hogy rohanj el értem a boltba.

- Mağazayı benim için işletmeni istiyorum.
- Benim için mağazaya koşmanı istiyorum.

- Ennek a boltnak sok a vásárlója.
- Ennek a boltnak sok vásárlója van.
- Sokan járnak ebbe a boltba vásárolni.

Bu mağazanın birçok müşterisi vardır.

Bemegyek a boltba, és kit látok? Egyik amerikai barátomat, aki rögtön elkezdi mesélni, hogy mi történt vele, amióta nem láttuk egymást.

Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.