Examples of using "Ajándék" in a sentence and their turkish translations:
- Bu bir hediye.
- O bir hediye.
Ne harika bir hediye!
Bu sadece bir armağandı.
Bunun hediye olmadığını söyledim.
İkinci hediye psikolojikti.
Her gün bir bağıştır.
Bu hediye sizin için.
O ücretsiz mi?
- Hayat hediyedir.
- Hayat bir lütuf.
Her dakika bir hediyedir.
Umarım bu hediyeyi beğenirsin.
- Üzümünü ye bağını sorma.
- Beleş atın dişine bakılmaz.
Bu mükemmel anneler günü hediyesi
Bu mükemmel babalar günü hediyesi.
- Bu hediye arkadaşım için.
- Bu hediyeler dostum için.
Yaşam bir armağandır. Onu kabul et.
Noel ağacının altında birçok hediyeler vardı.
Bu bebek teyzemden bir hediye.
Ama aldığım en büyük hediye Batı eğitimiydi.
Benim ana dilim, annemin verdiği en güzel hediyedir.
Tom'un ona aldığım hediyeyi beğeneceğini düşünüyor musun?
kimileri bunun reklam çalışması olduğunu, kimileri de hediye olduğunu söyledi.
Bu ondan bir yılbaşı hediyesi.
Ancak bazen kapalı hediyelerin kişiyi anlatması
Çiçekler her zaman kabul edilebilir.