Examples of using "Második" in a sentence and their turkish translations:
İkinci adım:
Koğuş numaram iki.
ikinci yıl dönümüydü
Araştırmadan çıkarılacak 2. ders şu:
Bana ikinci bir şans ver.
İkinci hediye psikolojikti.
Ve ikinci davranış işe,
Ders iki kolaydır.
Tom ikinci sırada bitirdi.
Tom ikinciydi.
Bu yüzden ikinci resim.
Bill günaşırı balık tutmaya gider.
Tom'un karısı ikinci çocuklarına hamile.
İkinci tüyo: "Uzmanları dinleyin."
İkinci ikilem şuydu:
Toplantılar haftada bir düzenlenir.
Yokohama, Japonya'da ikinci en büyük nüfuslu kentidir.
İkinci ders çok kolaydır.
Tom bana ikinci bir şans verdi.
- Herkes ikinci bir şansı hak eder.
- Herkes ikinci bir şansı hak ediyor.
İkincisi kesinlikle daha iyi olacak.
Onun ikinci oğlu evlendi ve yuva kurdu.
İkinci Dünya savaşı 1939 yılında patlak verdi.
Konuşmanın ikinci vitese geçtiğim kısmına geldik.
ikincisi 2.000 dolardı;
İkinci kuşak İtalyanların çocuğuydu. Carmelo'da tanışmışlar.
II. Dünya Savaşı ne zaman patlak verdi?
Bugün ayın ikinci günü.
Hamburg,Almanya'da en büyük ikinci şehirdir.
İkinci ışıkta sola dönmelisin.
Tom, Mary'ye ikinci bir şans verdi.
Kütüphane ikinci katta.
O günaşırı onu hastanede görmeye gitti.
Kısım iki, ceza mahkemesi.
Dünyadaki en büyük ikinci ülke hangisidir?
O program iki haftada bir yayınlanır.
1945 yılında İkinci Dünya Savaşı sona erdi.
- Tom geçen yıl ikinci karısından boşandı.
- Tom geçen yıl ikinci karısını boşadı.
İkinci dizenin nasıl başladığını hatırlayamıyorum.
İkinci sayfadaki makaleyi oku.
Evinin ikinci katında kaç oda vardır?
- İkinci Dünya Savaşı hala bitmedi.
- İkinci Dünya Savaşı hala sona ermedi.
İkinci çözüm, sezgilerimize güvenmemektir.
Fakat ilk bakış her zaman ikinci bir bakışı gerektirir.
- Dünyada en çok ziyaret edilen ikinci kent nedir?
- Dünyada ikinci en çok ziyaret edilen kent nedir?
Kitabın ilk bölümü ikinciden daha zordur.
Birinci mi yoksa ikinci cildi mi tercih ettiniz?
Winston Churchill İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'nin başbakanıydı.
Tom ve Mary ikinci bir balayına çıkmayı planlıyorlardı.
Bu kelimenin vurgusu ikinci hecede.
İkinci bölümün ilk sayfasında birçok yeni sözcük var.
Nazi Gizli Servisi ile birlikte kurulan gizli NATO ordusunu biliyorum.
Zürih, Londra'dan sonra dünyanın ikinci en büyük altın borsasıdır.
Bugün benimle evlenmek isteyen ikinci adam sensin.
Günaşırı kütüphaneye gider.
Bu asansör ne birinci ne de ikinci katta duruyor.
Kabiliyece Kuzey Afrika'da en çok konuşulan ikinci Berberi lehçesidir.
Napolyon sonunda ordunun geri kalanı kadar kötü durumda olmayan
İkinci en iyi asla yeterli değildir.
İngiltere Almanya'dan sonra, Avrupa Birliği'nin ikinci en büyük ekonomisidir.
Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci, sekizinci, dokuzuncu, onuncu... sondan bir önceki, son.
Tom her iki ayda bir buraya gelir.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerika'da da toplama kampları vardı. Japonlar toplanıyordu.
En küçük erkek kardeşimin ilk evliliğinden iki çocuğu var, ve diğer çocuk ikinci evliliğinden.
İkinci sabah İskoçyalı ağacının tepesinden uzakta büyük bir kale gördü.
Üç sevgilim vardı: ilki sarışın, ikincisi esmer, üçüncüsü kızıl saçlıydı.
"Üçüncü dilek mi?" Adam şaşırdı. "Birinci ve ikinci dileği dilememişsem, o nasıl üçüncü dilek olabilir ki?"