Examples of using "Perc" in a sentence and their turkish translations:
- Bir dakika.
- Sadece bir dakika.
- Sadece on beş dakika.
- Yalnızca on beş dakika.
Dörde beş var.
On dakika içinde orada olacağım.
O, on dakika içerisinde geri gelecek.
On dakikalık bir mola verelim.
Seni yirmi dakika içerisinde geri arayabilir miyim?
- On dakika içinde ayrılıyorum.
- On dakika içinde gidiyorum.
- On dakika içinde yola çıkıyorum.
Sadece bir dakika olacak.
Biz yirmi dakika içinde dönüyor olacağız.
Her dakika bir hediyedir.
- On dakikalık bir mola alalım.
- 10 dakikalık bir mola alalım.
30 dakika içinde orada olabilirim.
Yirmi dakika içinde tekrar arayacağım.
Konuklarımız birkaç dakika içinde gelecekler.
Bir dakika içinde döneceğim.
On dakika içinde Tom'la buluşacağım.
Kütüphane beş dakikalık yürüyüş mesafesinde.
Beş dakika içinde çıkmak zorundayız.
Birkaç dakika içinde hazır olacağım.
Biz bir dakika bile harcayamayız.
O, buradan sadece 10 dakikalık yürüyüş mesafesinde.
- Buradan yürüyerek yaklaşık otuz dakika.
- Buradan yayan yaklaşık 30 dk. uzaklıkta.
"Saat kaç?" "Saat 3.20."
Ender görülen büyüleyici bir an bu.
Bir dakika daha ve bebek ağlıyordu.
(MS) Tartışmak için iki dakika.
çocuklarımızı dinleyip onlarla konuştuğumuz
Birkaç dakika sonra telefon çaldı.
Tren beş dakika içinde kalkıyor.
Bir dakika bir saatin altmışta biridir.
On dakikada okula yürüyebilirim.
O, üç dakikada 100 şınav çekti.
Ona bir dakika ver.
Saat 1.00'de öğle yemeği yiyeceğiz. Başka bir deyişle, 10 dakika içinde.
Akşam yemeği otuz dakika içinde hazır olacak.
Bir saniye dakikanın altmışta biridir.
Otobüs, on dakika geç geldi.
Sanırım yaklaşık 30 dakika içinde döneceğim.
ve ardından 90 dakika boyunca yoga yapıyorum.
Beş dakika sonra Paris üzerindeyiz,
Beş dakika daha
Bir bisikletle, senin evine 20 dakikada ulaşabilirdim.
Otobüs durağı buradan beş dakikalık yürüyüş mesafesinde.
"Bir dakika içinde döneceğim,"diye ekledi.
Otobüs yaklaşık iki dakika içinde kalkıyor.
Otobüs yaklaşık on üç dakika içinde gelecek.
Bir dakikan var.
Pizza beş dakika içinde burada olacak.
Yaklaşık otuz dakika içinde orada olacağım.
On dakika sonra arabamın benzini bitti.
Onlar üç dakika sonra durdular.
- İki dakika sonra arabamızın yakıtı bitti.
- İki dakika sonra arabamızın benzini bitti.
20 dakika sonra sabrım tükendi ve duş almaya gittim.
çünkü sinyalin Mars'a ulaşması 20 dakika sürebilir.
Bize biraz izin verin.
Birkaç dakika içinde onu arayacağım.
Dakikalar, günler gibi geçti.