Examples of using "óceánon" in a sentence and their turkish translations:
Biz Atlantik'i uçarak geçtik.
Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
Birkaç yıl önce, Pasifik'te San Francisco'dan Hawaii'ye
Şehrin ışıklarını geride bırakıp karanlık açık okyanusa ulaşan kürklü foklar artık daha güvende.