Translation of "élünk" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "élünk" in a sentence and their turkish translations:

- Szegénységben élünk.
- Nélkülözésben élünk.

Yoksulluk içinde yaşıyoruz.

Élünk.

Yaşıyoruz.

Békében élünk.

- Biz barış içinde yaşarız.
- Huzur içinde yaşıyoruz.

Még élünk.

Hala yaşıyoruz.

Bostonban élünk.

Boston'da yaşıyoruz.

Rizsen élünk.

Biz pirince bağımlı yaşıyoruz.

Magyarországon élünk.

Biz Macaristan'da yaşıyoruz.

Miért élünk?

Biz neden yaşıyoruz?

Belfastban élünk.

Belfast'ta yaşıyoruz.

Franciaországban élünk.

Biz Fransa'da yaşıyoruz.

Társadalomban élünk.

Bir toplumda yaşıyoruz.

Együtt élünk.

Birlikte yaşıyoruz.

Ha partvidéken élünk,

Eğer kıyı kesimlerinde yaşıyorsak

Olyan korban élünk,

Çalışma anlamında

Csak egyszer élünk!

- Yalnızca bir kez yaşarsın.
- Sadece bir kez yaşarsın.

Nem élünk együtt.

Biz ayrıldık.

Veszélyes világban élünk.

Bu tehlikeli bir dünya.

Most együtt élünk.

Şimdi birlikte yaşıyoruz.

Demokratikus társadalomban élünk.

Demokratik bir toplumda yaşıyoruz.

A külvárosban élünk.

Biz banliyölerde yaşıyoruz.

Mindketten Bostonban élünk.

İkimiz de Boston'da yaşıyoruz.

és itt élünk, benyomorítva.

ve burada sıkıştığımız çok küçük bir kısmı var.

Tudom, kapitalista társadalomban élünk,

Kapitalist bir toplumda yaşadığımızı

- Együtt élünk.
- Együtt lakunk.

Birlikte yaşıyoruz.

Egy globalizált világban élünk.

Biz küreselleşen bir dünyada yaşıyoruz.

- Bostonban élünk.
- Bostonban lakunk.

Boston'da yaşıyoruz.

Az Egyesült Államokban élünk.

Biz ABD'de yaşıyoruz.

- Itt lakunk.
- Itt élünk.

Burada yaşıyoruz.

Január óta élünk itt.

Ocak ayından beri burada yaşıyoruz.

- Rómában élünk.
- Rómában lakunk.

Biz Roma'da yaşıyoruz.

Azonban most ilyen világban élünk,

Ancak içinde yaşadığımızı dünya bu

Mindent: hogy szeretünk, hogy élünk,

Nasıl sevdiğimizden nasıl yaşadığımıza

Még a fizikai világban élünk.

ve hâlâ fiziksel dünyada yaşıyoruz.

A Föld nevű bolygón élünk.

Biz dünya gezegeninde yaşıyoruz.

Azt, hogy egy kis faluban élünk,

Sadece acil sorunlarının dışında

- Nyáron vidéken élünk.
- Nyaranta vidéken lakunk.

Biz yaz boyunca ülkede yaşarız.

A túl sok választási lehetőség világában élünk.

Çok kuvvetli seçenekler dünyasında yaşıyoruz.

Emlékeztető mindenkinek, hogy most kivételes időket élünk.

Şu anda normal zamanlarda olmadığımızı herkese hatırlatmak.

- New Yorkban élünk.
- New York-ban lakunk.

New York'ta yaşıyoruz.

A Föld az, ahol mi mind élünk.

Dünya hepimizin yaşadığı yerdir.

Mert ez óriási erőt adhat, ha élünk vele.

ve eğer kullanırsanız bu çok güçlü bir şey.

Ilyen közösségekben élünk, és ezzel kezdenünk kell valamit.

Bu toplumda yaşıyorsunuz ve bununla ilgili bir şey yapmanız gerek.

- Egy nagy városban élünk.
- Egy nagy városban lakunk.

Biz büyük bir şehirde yaşıyoruz.

- A tenger mellett lakunk.
- A tengerrel élünk együtt.

Biz deniz kenarında yaşıyoruz.

- Tudod, hogy hol élünk?
- Tudod, hogy hol lakunk?

Nerede yaşadığımızı biliyor musun?

és ha több problémát oldunk meg, nagyobb jólétben élünk.

ve problem çözdükçe daha refah oluruz.

Hogy most olyan dolgokat élünk át, Anthony, amint mondtad,

Anthony senin de söylediğin gibi, diğer anlardan çok daha

E hónap végén lesz, hogy tíz éve élünk itt.

Bu ayın sonunda on yıldır burada yaşıyor olacağız.

Annak felismerése, hogy ma valóságon túli világban élünk, arra vezetett,

Ve hakikat ötesi bir dünyada yaşadığımızı kabul etmemiz

Mindannyian azonos ég alatt élünk, de nem azonos a látókörünk.

Hepimiz aynı gökyüzü altında yaşıyoruz ama aynı ufka sahip değiliz.

Nyáron és télen Finnországban élünk, tavasszal és ősszel meg Argentínában.

Yazın ve kışın Finlandiya'da yaşıyoruz; baharda ve sonbaharda Arjantin'de.

Soha nem érezzük jobban, hogy élünk, mint nagy szerelemben és mély szomorúságban.

Yaşamlarımızı büyük sevgiden ve derin kederden daha yoğun bir şekilde yaşamayız.

A kultúra a mindennapi értékrend, aminek alapján élünk. Ez része a jobb társadalom kiépítésének.

Kültür, günlük hayatta bizi harekete geçiren değerlerle ilgilidir. Daha iyi bir toplum inşa etmenin gereklerinden biri bu.

- Szeretjük egymást, de már nem élünk nemi életet.
- Szeretjük egymást, de már nem szeretkezünk.

Biz birbirimizi seviyoruz ancak artık sevişmiyoruz.