Translation of "Weder" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Weder" in a sentence and their turkish translations:

- Weder rauche ich, noch trinke ich.
- Weder rauche noch trinke ich.

Ne sigara ne de içki içerim.

- Weder das Eine noch das Andere.
- Weder der Eine noch der Andere.
- Weder die Eine noch die Andere.

İkisinin arası.

- Es ist weder hier noch da.
- Es ist weder hier noch dort.

O ne burada ne de orada.

- Er spricht weder Englisch noch Französisch.
- Er kann weder Englisch noch Französisch.

Ne İngilizce ne de Fransızca konuşabilir.

- Sie trug weder Schuhe noch Strümpfe.
- Sie hatte weder Schuhe noch Strümpfe an.

O ne ayakkabı ne de çorap giydi.

- Ich kann es weder bestätigen noch verneinen.
- Ich kann es weder bestätigen noch dementieren.
- Ich kann es weder bestätigen noch abstreiten.

Ben bunu ne onaylayabilirim ne de inkar edebilirim.

Sie hatte weder Obdach noch Einkommen.

ve evsiz ve gelirsiz kaldı.

Es ist weder gut noch schlecht.

O, ne iyi ne de kötüdür.

Tom spricht weder Französisch noch Spanisch.

Tom ne Fransızca ne de İspanyolca konuşabilir.

Er kann weder lesen noch schreiben.

O ne okumayı ne de yazmayı biliyor.

Es gibt weder Gott noch Buddha.

Tanrı ve Buda yoktur.

Sie kann weder lesen noch schreiben.

O, yazamıyor ve okuyamıyor.

Du hast weder geschrieben noch angerufen.

Ne yazdın ne de telefon ettin.

Tom ist weder reich noch berühmt.

Tom ne zengin ne de ünlü.

Ich bin weder Athener, noch Grieche.

Ne Atinalı ne de bir Yunanım.

Tom kann weder lesen noch schreiben.

- Tom okuma yazma bilmez.
- Tom okuyamaz ya da yazamaz.

Liisa wusste weder ein noch aus.

Liisa'nın ne yapacağına dair bir ipucu yoktu.

Ich spreche weder Französisch noch Deutsch.

Ne Fransızca ne de Almanca konuşabilirim.

Sie kann weder schreiben noch lesen.

Okumayı veya yazmayı bilmiyor.

Er kann weder Französisch noch Deutsch.

O ne Fransızca ne de Almanca bilir.

Weder Mary noch John kann schwimmen.

Ne Mary ne de John yüzebilir.

Ich will weder Fisch noch Fleisch.

Ne et ne de balık istiyorum.

Das hat weder Hand noch Fuß.

O yararsız.

Tom spricht weder Französisch noch Englisch.

Tom ne Fransızca ne de İngilizce konuşabilir?

Er kann weder Deutsch noch Französisch.

O ne Almanca nede Fransızca biliyor.

Weder Tom noch Maria sprechen Spanisch.

Ne Tom ne de Mary İspanyolca konuşur.

Weder Tom noch Maria spricht Französisch.

Ne Tom ne de Mary Fransızca konuşabilir.

Er spricht weder Englisch noch Französisch.

O ne İngilizce ne de Fransızca konuşur.

Stinktiere fürchten weder Hunde noch Menschen.

Kokarcalar ne köpeklerden ne de insanlardan korkarlar.

Weder er noch ich sprechen Spanisch.

Ne o ne de ben İspanyolca konuşurum.

Ich arbeite weder sonnabends noch sonntags.

Ne cumartesi ne de pazar günü çalışıyorum.

Das hat weder Hände noch Füße.

Ne başı belli ne kıçı.

Er hat weder geschrieben noch angerufen.

Ne yazdı ne de telefon etti.

Ich habe weder Mutter noch Vater.

Annem ve babam yok.

Sie ist weder reich noch berühmt.

O, ne zengin ne de ünlüdür.

Tom mochte weder Maria noch Johannes.

Tom hem Mary'yi hem de John'u sevmiyordu.

Tom fürchtet weder Gott noch Teufel.

Tom ne Tanrıdan ne de şeytandan korkar.

Ich kann weder schreiben noch lesen.

Ne yazabiliyorum nede okuyabiliyorum.

Tom mag weder Bier noch Wein.

Tom ne birayı ne de şarabı seviyor.

Weder Tom noch Maria sind hier.

Ne Tom ne de Mary burada.

Weder Tom noch Maria wurden bestraft.

Ne Tom ne de Mary cezalandırıldı.

Ich kann weder Französisch noch Englisch.

Ne Fransızca ne de İngilizce konuşabilirim.

Ich will weder Fleisch noch Fisch.

Ne et ne de balık istiyorum.

- Weder Tom noch Mary geht zum Markt.
- Weder Tom noch Mary gehen in den Laden.

Ne Tom ne de Mary mağazaya gider.

- Sie kannte weder seine Adresse noch seine Telefonnummer.
- Sie kannte weder seine Anschrift noch seine Rufnummer.

O onun ne adresini ne de telefon numarasını biliyordu.

Aber Fledermäuse sind weder böse noch böse

fakat yarasalar ne kötüdür ne de kötülüktür

Weder im Dunkeln liegen noch schwarz träumen

ne karanlıkta yat ne de kara düş gör

Die Orange schmeckte weder süß noch sauer.

Portakalın tatlı ya da ekşi tadı yoktu.

Ich habe weder Zeit noch Geld dafür.

Onun için ne zamanım nede param var.

Nein, Vegetarier essen weder Huhn noch Fisch.

Hayır, vejeteryanlar tavuk ya da balık yemez.

Ich habe weder dir noch Maria vergeben.

Ne seni ne de Mary'yi affetmedim.

Ich habe weder etwas gehört noch gesehen.

Ne bir şey duydum ne de gördüm.

Mein Vater trinkt weder, noch raucht er.

Babam ne içki içer ne de sigara içer.

Das Ergebnis ist weder gut noch schlecht.

Sonuç ne iyi ne kötü.

Sei weder ein Verleiher noch ein Leiher.

Ne ödünç alan, ne de ödünç veren ol.

Es gibt weder Zufall noch freien Willen.

Ne olasılık ne de özgür irade var.

Tom wollte weder Rechtsanwalt noch Arzt werden.

Tom bir avukat ya da bir doktor olmak istemedi.

Ich kann das weder bestätigen noch verneinen.

Bunu ne onaylayabilirim nede inkar edebilirim.

Er ist weder dein Freund noch meiner.

O senin ya da benim arkadaşım değil.

Tom traf weder Mary, noch sonst jemanden.

Tom Mary'yi ya da başka birini karşılamadı.

Wir haben weder einen Kleiderschrank noch Bücherregale.

Bir gardırobumuz yok ve bir kitap rafımız da yok.

Weder Tom noch Maria haben dunkles Haar.

Ne Tom'da ne de Mary'nin koyu renk saçları var.

- Tom bestätigte die Gerüchte weder, noch stritt er sie ab.
- Tom hat die Gerüchte weder bejaht noch verneint.

Tom söylentileri ne doğruladı ne de yalanladı.

Er sagte weder elliptisch noch rund oder flach

Yuvarlak da değil düz de değil eliptik demiş

Weder Jesus noch diese Zeit spiegeln viel wider

Ne İsa'yı nede o dönemi çokda fazla yansıtmamakta

Aber weder Berthier noch sein System waren perfekt:

Ancak ne Berthier ne de sistemi mükemmeldi:

Die Straße war frei, weder Menschen noch Verkehr.

Cadde, insan ve trafikten yoksundu.

Ich habe weder die Zeit noch das Geld.

Zaman ya da paraya sahip değilim.

Tom wird bald weder auf den Beinen sein.

Tom yeniden ayaklarının üzerinde duracak.

Dies ist weder die Zeit noch der Ort.

Bu zamanı ya da yeri değil.

Ich kann diesen Bericht weder bestätigen noch dementieren.

O raporu ne onaylabilirim ne de reddedebilirim.

Ich kann die Gerüchte weder bestätigen noch dementieren.

Söylentileri ne kabul edebilirim ne de reddedebilirim.

Weder bin ich alt, noch bist du es.

Ne ben yaşlıyım ne de sen.

Tom hat weder eine Katze noch einen Hund.

Tom'un bir kedi ya da bir köpeği yok.

Tom hat weder eine Kreditkarte noch ein Bankkonto.

Tom'un bir kredi kartı veya bir banka hesabı yok.

Wettbewerbsgeist ist an sich weder gut noch schlecht.

Rekabet aslında ne iyi ne de kötü.

Ich möchte weder ihn noch jemand anderen kränken.

Onu veya başka birini incitmek istemiyorum.

Weder Tom noch Maria wurden in Australien geboren.

Ne Tom ne de Mary, Avustralya'da doğmadılar.

Stimmt es, dass Tom weder lesen noch schreiben kann?

Tom'un okuyamadığı ya da yazamadığı doğru mu?

Ich mag weder den einen noch den anderen Kuchen.

Pastaların ikisini de beğenmedim.

Alain ist weder glücklich noch zufrieden mit seiner Ehe.

Alain, evliliğinden mutlu değil ya da memnun.

In der Hütte gab es weder Strom noch Wasser.

Kabinin su ya da elektriği yoktu.

In seiner Straße gab es weder Blumen noch Bäume.

Onun caddesinde çiçek ya da ağaç yoktu.

An Unterachtzehnjährige verkaufen wir weder alkoholische Getränke noch Zigaretten.

- 18 yaşın altındaki kişilere alkollü içki ve sigara satışı yapmıyoruz.
- 18 yaşından küçüklere alkollü içki ve sigara satışı yapmıyoruz.

Sie ist weder zu Hause noch in der Schule.

O ne evde ne de okulda.