Examples of using "Wahl" in a sentence and their turkish translations:
Seçeneğin yok.
- Tercihinizi yapın.
- Seçimini yap.
Bir seçeneğim var mı?
Lincoln seçimi kazandı.
Tom'un başka seçeneği yoktu.
Bana seçenek bırakmıyorsun.
O mükemmel bir seçim.
Karar sizin.
Seçeneğim yok.
Onun seçeneği yok.
Seçeneği yok.
Onların seçeneği yok.
Seçeneğin yok.
Seçeneğimiz var mı?
Hiç seçeneğim yoktu.
Seçeneğimiz yok.
Seçeneğin yoktu.
Onların bir seçeneği yoktu.
Bu onların seçimi.
Seçmene gerek yok.
Seçeneğimiz yoktu.
Seçmek çok zor.
Gerçekten bir şansım yoktu.
- Tom'a seçme şansı vermedim.
- Tom'a seçim hakkı tanımadım.
Çünkü başka bir seçenekleri yok.
İstediğin iki kartı al.
Seçimin sonucu neydi?
Onun seçimi çantada.
Hiçbir seçenek yoktur.
Lincoln seçimleri kazandı.
Tom'un başka seçeneği yoktu.
Tom'a hiçbir alternatif sunmadım.
Çok az tercih hakkım vardı.
Biz bir seçim yapmak zorundayız.
Sen seçimini yaptın.
Ne tercihim vardı?
Fazla seçeneğin kalmadı.
Bu onların tek seçeneği.
- Bir seçim yapmak zorunda kaldım.
- Bir seçim yapmak zorundaydım.
Gerçekten bir seçeneğim yok.
Başka bir seçeneğim yok.
Başka seçeneğin olmayacak.
Başka şansım olmayacak.
Tom bana hiç seçenek vermedi.
Tom benim ilk tercihim olurdu.
Belediye başkanı seçimi kazandı.
Başka seçeneğin yok.
Tom'un bir seçeneği olmayacak.
Bir seçim olmayacak.
- Tom'un çok seçeneği yok.
- Tom'un fazla seçeneği yok.
Çok seçeneğimiz yok.
Tom'un seçeneği yok.
Bir seçeneğimiz var mı ki?
Ben seçimim yaptım.
O zaman başka seçeneğim yoktu.
Seçim kasım ayındaydı.
Başka seçeneğim yoktu.
Tom iyi bir seçim değil.
Seçimi kim kazandı?
Seçim senin, Tom.
Bugün oy kullanmayacak mısın?
Gitmekten başka seçeneğimiz yok.
Bu harika bir seçimdi.
Doğru seçimi yaptın.
O doğru seçimi yaptı.
Doğru seçimi yaptı.
Doğru seçimi yaptılar.
O üniversite benim ilk tercihimdi.
Çok seçeneğim olduğunu sanmıyorum.
Bana seçenek vermedin.
Neden Tom seçildi?
Tom doğru seçim yaptı.
Geri dönmek kötü bir seçimdi.
Bu konuda hiçbir seçenek yoktur.
Bir seçimde her oy sayılır.
- Seçim size kalmış.
- Sen bilirsin.
Cumhuriyetçi aday seçimi kazandı.
Bir seçim yapmak sana kalmış.
ve kendi seçtiği adamla evlenmişti.
Bu sizin kararınız, ama çabuk olun!
Zor bir karar ama karar sizin.
Bu konuda başka seçeneğin yok.
O, gelecek seçime katılmıyor.
O başka seçeneği olmadığını biliyor.
Muhtemelen önümüzdeki seçimlerde kazanacak.
Benim kabul etmekten başka seçeneğim yoktu.
Tom hiçbir seçeneği olmadığını biliyor.
Seçimde rakibini mağlup etti.
Korkarım ki seçeneğim yok.