Examples of using "Verlegenheit" in a sentence and their turkish translations:
Seni utandırdım mı?
Beni utandırma.
Çok şaşkındım.
Sen onu mahcup edeceksin.
Tom ailesi tarafından mahcuptu.
Pat diye karşıma çıkınca utandırıyorsun beni.
Öğrenciler aptalca sorularla öğretmeni rahatsız etti.
Arkadaşlarının önünde seni utandırmak istemedim.
Endişelenme. Şakan beni gerçekten bozmadı.
Onun özgün fikirleri daha tutucu arkadaşlarıyla başını defalarca belaya soktu.
Zorunluluktan beyaz bir yalan söyledi.
Arkadaşlarımın önünde beni utandırdı.