Translation of "Bring" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Bring" in a sentence and their turkish translations:

Bring Wein.

Şarap getir.

- Bring es hier raus.
- Bring es weg!

Onu buradan çıkarın.

Bring das her.

Onu buraya getir.

Bring ihn herein!

Onu buraya getir.

Bring Tom mit.

Tom'u yanında getir.

Bring Tom hierher!

Tom'u buraya getir.

Bring Tom herein.

Tom'u içeri getir.

Bring mich dahin.

Beni oraya götür.

Bring uns hin.

Bizi oraya götür.

Bring Mangos mit.

Mango getir.

- Ich bring dich zur Schule.
- Ich bring euch zur Schule.

Seni okula götüreceğim.

Bring sie zum OP.

Onu operasyon odasına götür.

Bring uns hier raus.

Bizi buradan alın.

Bring mir die Zeitung.

Bana gazeteyi getir.

Bring mir das Wörterbuch.

Bana sözlüğü getir.

Bring bitte den Generalschlüssel.

Lütfen ana anahtarı getir.

Bring ihn zu mir!

- Onu bana getir.
- Onu bana getirin!

Bring den Schlüssel mit.

Anahtarı getir.

Ich bring' dich um!

Seni öldürürüm.

Bring mir meine Kleidung.

Bana elbiselerimi getir.

Bring mir meine Schuhe!

Bana ayakkabılarımı getir.

Bring mich nicht durcheinander.

Kafamı karıştırma.

Bring mir mein Essen.

Yemeğimi getir.

Bring mich zu Tom.

Beni Tom'a götür.

Bring deine Freunde mit.

Arkadaşlarınızı yanınızda getirin.

Bring mir meinen Hut!

Bana şapkamı getir.

Bring mich nach Hause.

Beni eve götür.

Bring mir ein Handtuch.

Bana bir havlu getir.

Bring deinen Bruder mit.

Erkek kardeşini yanında getir.

Bring das bitte fort!

Lütfen bunu götür.

Bring einen Badeanzug mit.

Mayonu getir.

Bring das dort hin.

Oradakini alın.

Bring mir die Flöte.

Bana flütü getir.

Bring deinen Rechner mit.

- Bilgisayarınızı getirin.
- Bilgisayarını getir.

Bring Tom nach oben.

Tom'u yukarı götür.

Bring uns nach Hause.

Bizi eve götür.

Bring es zu Tom.

Onu Tom'a götür.

Bring mich zum Krankenhaus.

Beni hastaneye götür.

Ich bring dich um.

Seni öldüreceğim.

Bring den Müll raus!

Çöpü binadan çıkarın.

Bring deine Kinder mit.

- Çocuklarını seninle birlikte getir.
- Senin çocukları yanında getir.

Bring Tom hier raus.

- Tom'u dışarı çıkart.
- Tom'u buradan çıkar.

Bring mir ein trockenes Handtuch!

Bana kuru bir havlu getirin.

Bring mir einen Eimer Wasser.

Bana bir kova su getirin.

Bring mir ein feuchtes Handtuch.

Bana nemli bir havlu getirin.

Bring mir ein Stück Kreide!

Bana bir parça tebeşir getir.

Bitte bring mich nach Hause.

Lütfen beni eve götür.

Bitte bring mich ins Krankenhaus!

Lütfen beni hastaneye götür.

Bring den Müll nach draußen.

Çöpü dışarıya çıkar.

Bring dieses Chaos in Ordnung!

O pisliği temizleyin.

Bring mir bitte die Zeitung.

Bana gazeteyi getir lütfen.

Bring mir bitte Französisch bei!

Lütfen bana Fransızca öğret.

Dich Bastard bring ich um!

Seni piç, seni öldüreceğim!

Bring mich nicht zum Weinen!

Beni ağlatma.

Bring diese Leute hier raus.

Bu insanları buradan çıkarın.

Bring Tom von hier weg.

Tom'u buradan götür.

Bring mir ein Glas Wasser.

Bana bir bardak su getir.

Bring mir bitte Englisch bei!

Lütfen bana İngilizce öğret.

Bring die Kanne ins Esszimmer.

Sürahiyi yemek odasına götür.

Bring mich nicht in Verlegenheit!

Beni utandırma.

Bring das Kind ins Bett!

Çocuğu uyut.

Bring Tom etwas zu essen.

Tom'a yiyecek bir şey alın.

Bring uns dort hin, Tom.

Bizi oraya götür, Tom.

Bitte bring mich zu ihm.

Lütfen beni ona götür.

Bitte bring mich zu ihr.

Lütfen beni ona götür.

Bring mir eine Tasse Kaffee.

Bana bir fincan kahve getir.

Bring Tom nicht auf Ideen

Tom'a aldırma.

Bitte bring mein Telefon mit.

Lütfen telefonumu yanında getir.

Bring mir bitte ein Blatt Papier.

Lütfen bana bir kağıt getir.

Bring mir die Zeitung von heute.

Bana bugünün gazetesini getir.

Bring mich hier nicht in Rage!

Beni kızdırma.

Bitte bring das Band morgen zurück.

Lütfen kasedi yarın geri getir.

Bring nächstes Mal deine Schwester mit.

Gelecek sefer kız kardeşini de getir.

Bring diese Leute weg von hier.

Şu insanları buradan çıkarın.

Bring mich bitte zu meinem Platz!

Lütfen beni koltuğuma götür.

- Bring es mir.
- Bringt es mir.

Onu bana getirin.

Bring noch zwei, drei Stühle mit!

İki ya da üç tane daha sandalye getir.

Bring mich nicht auf die Palme!

Beni delirtme.

Bring mir bitte Essig und Öl.

Bana sirke ve yağ getirin lütfen.

Bring die Kanne in den Keller!

Bodruma sürahi alın.

Bring die nicht auf dumme Gedanken!

Onlara hiçbir fikir verme.

- Bring mir was zum Essen.
- Bring mir etwas zu essen.
- Bringt mir etwas zu essen.

Bana yiyecek bir şey getir.

- Bring ihn herein.
- Bringen Sie ihn herein.

Onu içeriyi göster.

Bitte bring das Buch bis morgen zurück.

Lütfen yarına kadar kitabı getir.

- Bring Essen mit.
- Bringen Sie Essen mit.

Yiyecek getir.

Bring mir bitte die Zeitung von heute.

Lütfen bana bugünün gazetesini getir.

Bring die Vase irgendwohin, wo Sonnenlicht ist.

Vazoyu güneş ışığı alan bir yere koy.

Bring in Erfahrung, was Tom hier macht!

Tom'un burada ne yaptığını öğren.

Bring mir bei, wie man es macht.

Onun nasıl yapılacağını bana öğret.

- Tom, bring mir ein Sandwich!
- Tom! Hol mir mal ’n Brot!
- Tom! Bring mir mal ein Sandwich!

Tom! Bana bir sandviç getir.