Examples of using "Verglichen" in a sentence and their turkish translations:
Paris'le karşılaştırıldığında, Londra büyüktür.
Paris'e kıyasla London büyük.
Londra, Tokyo'ya kıyasla daha küçüktür.
Tokyo'ya kıyasla, Londra küçük.
Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
Ona kıyasla şanslıyım.
- Bizim sorunlarımız onunkine kıyasla hiçbir şey.
- Onunki ile karşılaştırıldığında bizim sorunlarımız önemsiz.
Onun problemleri karşısında bizimkiler bir hiçtir.
Ben sık sık erkek kardeşlerimle karşılaştırılırım.
Bizim evle karşılaştırıldığında, seninki bir saray.
Bir kitap bir arkadaşla kıyaslanabilir.
Bilgisayar sıklıkla insan beyniyle karşılaştırılır.
Sana nazaran, Tom sadece bir çocuk.
Ölüm sıklıkla uyku ile karşılaştırılır.
Bu resmi şu resimle karşılaştırdım.
Hayat çoğu kez bir yolculukla karşılaştırılıyor.
Ben sık sık ağabeyimle karşılaştırılırım.
O erkek kardeşiyle karşılaştırıldığında, o kadar zeki değil.
Erkek kardeşi ile karşılaştırıldığında, o çok akıllı değil.
Bizim evimizle karşılaştırıldığında, onunki neredeyse bir saray.
Benim acılarım seninkine nazaran hiçbir şey.
Amerika veya Çin ile kıyaslandığında, Japonya küçük bir ülke.
Grönland'a kıyasla Afrika'nın büyüklüğüne bakın.
Bay Bernardo, bay Citrono'ya nazaran iyi bir arkadaş.
okulda yabancı dil görmek zaman kaybı.''
Eski modelle karşılaştırıldığında bunu kullanmak çok daha kolaydır.
Maria bütün teklifleri kıyasladı ve bu villada karar kıldı.
Amerika'dakilere nazaran japon evlilikleri çok nadir biter.
Sınavdan sonra, verdiğimiz cevapları karşılaştırdık.
Arabamı onunkiyle karşılaştırdım.
Bu bizim büyük ulusal sorunlarımıza kıyasla küçük bir sorundur.
Kır yaşamı,şehir yaşamıyla karşılaştırıldığında çok huzurludur.
İnsanlar bazen ölümle uykuyu karşılaştırır.
Maç spikerleri vuvuzelaların seslerini "rahatsız edici" ve "şeytani" gibi çeşitli şekillerde tarif ettiler ve onu "gürültücü fillerin izdihamı", "sağır eden çekirge sürüsü", "katliam yolundaki bir keçi", "çok kızgın arılarla dolu büyük bir kovan" ve "hızlı ördek"'e benzettiler.