Examples of using "Verabredung" in a sentence and their turkish translations:
Bir randevum var.
Yarın herhangi bir randevun var mı?
Randevun saat kaçtaydı?
Bu geceki randevun nerede?
Onunla bir randevun var mı?
Randevum 2.30'da.
Tom'un Cumartesi gecesi bir randevusu yok.
Tom Mary ile bir randevuya gitti.
Çabuk ol, yoksa randevunu kaçıracaksın!
Şartlar yüzünden randevumuzu iptal etmek zorunda kaldık.
Bir randevuya her zaman zamanında varır.
Tom Mary ile olan randevusunu iptal etti.
Bugün kaderle bir randevum var.
Randevuna gitmeni bekliyorum.
Seninle gidemem. Bir randevum var.
Paul randevusuna geç kalmamayı bir kural olarak benimsiyor.
İlk randevuda sormak istediğiniz en sevdiğiniz soru nedir?
Ben randevuyu unuttuğumda bana çok kızmıştı.
Üzgünüm, ama yarın için daha önceden verilmiş bir randevum var.
Doğruyu söylemek gerekirse, ben bizim randevu ile ilgili her şeyi unutmuştum.
Tom randevumuzu iptal etti. Geç saatlere kadar çalışması gerektiğini söyledi.
İlk randevunda onunla kalmamalısın.
Gelecek cuma Mary isimli bir kızla çıkacağım.
O, randevuyu unuttuğumda bana çok kızgındı.
Bir sonraki randevumdan önce hâlâ yaklaşık bir saatim var.
Onunla bir randevun var mı?
Randevular için asla geç kalmamayı bir kural haline getiriyorum.
Tom sadece şansını denedi ve Mary'ye çıkma teklif etmek için aradı.
Andy bir randevuya asla geç kalmaz.
Yarın randevumda ne giymem gerektiğini düşünüyorsun?
Tom'un Mary ile 2.30'da bir randevusu var.
Yarın randevuma gitmek için hangi elbiseleri giymem gerektiğini düşünüyorsun?
Tom Mary ile çıkmak istedi fakat o onu geri çevirdi.
İlk randevuda, hassas konulardan uzak durmak en iyisidir.