Examples of using "Unwahrscheinlich" in a sentence and their turkish translations:
Bu olası görünmüyor.
O olası değil.
Bu pek olası değil.
Yağmurun yağması pek mümkün değil.
Bu mümkün olmayabilir.
Mary kesinlikle güzel.
Bu film inanılmaz derecede aptalca.
Fakat bu ihtimal pek mümkün görünmüyor.
Bu korkunç karmaşık görünüyor.
Bu hikaye bana pek olası görünmüyor.
Bu mümkün ama son derece düşük ihtimal.
İnanılmaz biçimde yorgunum.
Onu duyduğuma gerçekten memnunum.
- Takımımızın kazanması pek olası değil.
- Takımımızın kazanma şansı zayıf.
Tom inanılmaz yürekliydi.
Bu şaşılacak derecede basit.
Onun bunu başarması inanılmaz.
Bu inanılmaz biçimde kolaydı.
Kendi kendilerine çözüme ulaşma ihtimalleri pek yok.
Tom'un herhangi bir birayı içmesi oldukça olası değil.
Sanırım Tom'un cevap yazması oldukça olası değil.
Tom'un seçilmesinin olası olmadığını düşünüyorum.
Sorun şu ki, bunun olası olmadığını bulmuştuk.
Bence Tom'un bowlinge gideceği uzak ihtimal
Herkes, bu olası olmasa bile zafere inanır.
Matematiksel olarak her şey iyi. Ama benim için tamamen muhtemel görünmüyor.
Tom'un bu raporu yazmış olması çok zayıf bir olasılıktır.
Tom'un tutuklanmasının pek ihtimali olmadığını düşünüyorum.
Pili değiştirmenin sorunu çözeceği olası değil.
Tom'un yakın zamanda hapishaneden çıkacağı olası değil.
Tom'dan başkasının bunu almayı istemesi pek olası değil.
ama merak etmeyin bu türlerle zaten karşılaşma ihtimalimiz çok düşük
Bugün balina görmemizin pek olası olmayacağını biliyorum.
Açıklamanız inandırıcı olmayacak; o gerçek olamayacak kadar imkansız.
Ben, benim çalıntı motosikletimi tekrar görmemin pek olası olmadığını düşünüyorum.
Böyle bir durumun tekrar olacağının olası olmadığını düşünüyorum.
Bir sonraki modelin bundan daha iyi olacağının olası olmadığını düşünüyorum.
Ben bu hapishaneden kaçmayı başarabilmemizin pek olası olmadığını düşünüyorum.
Ben, ulusal hükümetten herhangi bir yardım almamızın çok olası olmadığını düşünüyorum.
Windows'un bir sonraki sürümünün bu ayın sonundan önce çıkmasının olası olmadığını düşünüyorum.
Tom'un çocuklarının ondan bir şey miras alması çok zayıf bir olasılıktır.
Tom muhtemelen Mary'nin önerisiyle aynı görüşte değil.
Benim yaklaşımım inanılmaz derecede basit ama çok etkili.
Tom'un senin eski MP3 çalıcını almakla ilgilenmesinin pek mümkün olmadığını düşünüyorum.
Herhangi bir mağazanın bu modeli o fiyata satacağının olası olmadığını düşünüyorum.
Bence Tom'un çocukların velayetini alması çok zor.
Tom'un suçsuzluğunu kanıtlamak için herhangi bir kanıt bulmamızın hala olası olmadığını düşünüyorum.
Filmlerde gördüklerimize benzer uzaylıların şu ana kadar gezegenimizi ziyaret etmiş olmalarının olası olmadığını düşünüyorum.
Bitkilerin acı hissetmesinin olası olmadığını düşünüyorum.
Benimle çıkmak isteyeceğinizin pek olası olmadığını biliyorum fakat hâlâ en azından bir kez sormalıyım.
Tom'un ebeveynleri olmadan müzeye girmesine izin verilmeyeceğinin farkında olmamasının pek mümkün olmadığını düşünüyorum.
Öğretmenin ev ödevini zamanında yapmadığı için Tom'un özrünü kabul etmesi çok zayıf bir olasılıktır.