Translation of "Regen" in Turkish

- Sie mag den Regen.
- Er mag den Regen.

O yağmuru sever.

Wir brauchen Regen.

Yağmura ihtiyacımız var.

Magst du Regen?

Yağmuru sever misin?

Tanze im Regen!

Yağmurda dans et!

Ich hasse Regen.

Yağmurdan nefret ederim.

Regen begünstigt Verkehrsunfälle.

Yağmur yağdığında trafik kazaları, yağmadığı zamanlardan daha sık meydana gelir.

- Du magst Regen, oder?
- Du magst den Regen, oder?

Yağmuru seviyorsun, değil mi?

Regen, Regen gehe fort, geh an einen anderen Ort.

Yağmur, yağmur, uzağa git. Başka bir gün yine gel.

- Saurer Regen ist kein natürliches Phänomen.
- Saurer Regen ist unnatürlich.

- Asit yağmuru bir doğa olayı değildir.
- Asit yağmuru doğal bir fenomen değildir.
- Asit yağmuru doğal bir olay değildir.

Eis schmilzt durch Regen,

ve karın aksine yağmur buzu eritir

Der Regen ist wunderbar.

Yağmur harika.

Wir brauchen den Regen.

Yağmura ihtiyacımız var.

Er sagte Regen voraus.

Yağmur olacağını öngördü.

Hat der Regen aufgehört?

Yağmur durdu mu?

Regen ist eher unwahrscheinlich.

Yağmurun yağması pek mümkün değil.

Gestern war heftiger Regen.

Dün yoğun bir yağmur vardı.

Wo ist der Regen?

Yağmur nerede?

Das Getreide braucht Regen.

Ekinlerin yağmura ihtiyacı var.

Sie mag den Regen.

- O yağmurdan hoşlanır.
- O, yağmurdan hoşlanır.

Kommt heute noch Regen?

- Bugün hala yağmur yağacak mı?
- Bugün hâlâ yağmur yağacak mı?

Tom mag den Regen.

Tom yağmuru sever.

- Der Regen dauerte eine Woche.
- Der Regen hielt eine Woche an.

Yağmur bir hafta sürdü.

- Der Regen dauerte drei Tage.
- Der Regen hielt drei Tage an.

Yağmur üç gün sürdü.

- Wir hatten diesen Sommer viel Regen.
- Wir haben diesen Sommer viel Regen.

Bu yaz çok fazla yağmur vardı.

- Es sieht zweifellos nach Regen aus.
- Es sieht tatsächlich nach Regen aus.
- Es sieht in der Tat nach Regen aus.

Bu kesinlikle yağmur gibi görünüyor.

Sie sind vor Regen geschützt

yağmurdan korunuyorlar

Nach dem Regen kommt Sonnenschein.

Her yokuşun bir inişi vardır.

Regen prasselte auf das Dach.

Yağmur çatıda patırdıyordu.

Der Regen durchnässte meine Kleider.

Yağmur elbiselerimi sırılsıklam etti.

Der Regen dauerte fünf Tage.

Yağmur beş gün sürdü.

Der Regen dauerte drei Tage.

Yağmur üç gün sürdü.

Gestern Abend war heftiger Regen.

Dün gece şiddetli yağmur vardı.

Mein Sohn spielt im Regen.

Oğlum yağmurda oynuyor.

Der Regen verfolgt mich überallhin.

Yağmur her yerde beni takip ediyor!

Der Regen währte nicht lange.

Yağmur uzun süre sürmedi.

Nach dem Regen schönes Wetter.

Yağmurdan sonra, güzel hava.

Ich mag Regen und Schnee.

Yağmur ve karı severim.

Der Regen vernichtete die Ernte.

Yağmurlar ürünü harap etti.

Gestern fiel ein leichter Regen.

Dün hafif bir yağmur vardı.

Kein Regenbogen ohne etwas Regen.

Biraz yağmur olmadan bir gökkuşağın olamaz.

Sie küssten sich im Regen.

Onlar yağmurda öpüştüler.

Der Regen wurde zu Schnee.

Yağmur kara dönüştü.

Das Kätzchen spielt im Regen.

Yavru kedi yağmurda oynuyor.

Gestern hatten wir heftigen Regen.

Dün şiddetli yağmur vardı.

Wir mögen den Regen nicht.

Yağmuru sevmiyoruz.

Es sieht nach Regen aus.

Yağmur yağacak gibi gözüküyor.

Ich singe gern im Regen.

Yağmurda şarkı söylemeyi severim.

Der Regen hat bereits aufgehört.

Yağmur önceden durdu.

Worüber regen sie sich auf?

- Onlar niçin öfkeli?
- Neden sinirliler?
- Neden kızgınlar?
- Neden öfkeliler?

Ich mag den Regen nicht.

Yağmuru sevmiyorum.

Es war heftiger Regen gefallen.

Şiddetli bir yağmur yağmıştı.

Im Regen gehen wir nirgendwohin.

Bu yağmurda hiçbir yere gitmiyoruz.

Maria sagte, ihr gefalle Regen.

Mary yağmuru sevdiğini söyledi.

Sie sagte, ihr gefalle Regen.

Yağmuru sevdiğini söyledi.

- Setze es nicht dem Regen aus.
- Setzen Sie es nicht dem Regen aus!

Yağmura maruz bırakmayın.

- Der Regen hat die ganze Nacht gedauert.
- Der Regen währte die ganze Nacht.

Yağmur bütün gece devam etti.

- Diese dunklen Wolken werden vermutlich Regen bringen.
- Die dunklen Wolken bringen sicher Regen.

Şu kara bulutlar muhtemelen yağmur getirecek.

- Mein Regenschirm schützt mich vor dem Regen.
- Mein Schirm schützt mich vor dem Regen.

Şemsiyem beni yağmurdan korur.

Wie lange wird dieser Regen andauern?

Bu yağmur ne kadar sürecek?

Setze es nicht dem Regen aus.

Yağmura maruz bırakmayın.

Nach dem Regen ist es kalt.

Hava yağmurdan sonra serin.

Der Regen währte die ganze Nacht.

Yağmur gece boyunca sürdü.

Der Regen ging in Schnee über.

Yağmur kara dönüştü.

Der Regen hielt vier Tage an.

Yağmur dört gün sürdü.

Anstatt aufzuhören, wurde der Regen stärker.

Yağmur duracağı yerde arttı.

Das Spiel wurde wegen Regen abgesagt.

Yağmur nedeniyle oyun iptal edildi.

Der Regen schlägt gegen die Fenster.

Yağmur pencerelere vuruyor.

Der Regen begann in Schnee überzugehen.

Yağmur kara dönüşmeye başladı.

Der Regen schlug gegen die Fenster.

Yağmur pencerelere vuruyordu.

Bei Regen wird der Ausflug abgesagt.

Eğer yağmur yağarsa,gezi iptal edilecek.

Ich glaube, der Regen wird stärker.

Sanırım yağmur daha da şiddetleniyor.

Es scheint morgen Regen zu geben.

- Yarın yağmur yağacak gibi görünüyor.
- Yarın yağmur yağacağa benziyor.

Er suchte Schutz vor dem Regen.

O, yağmurdan dolayı sığınak aradı.

Wir hatten letztes Jahr viel Regen.

Biz geçen yıl çok yağmur aldık.

Regen ist in diesem Land selten.

Yağmur bu ülkede seyrektir.

Bei jedem Regen leckt das Dach.

Her yağmur yağışında çatı sızar.

Letzten Monat hatten wir viel Regen.

Geçen ay çok yağmurumuz vardı.

Wir haben viel Regen im Juni.

Haziranda çok yağmur alırız.

Nach dem Regen sank die Temperatur.

Yağmurdan sonra sıcaklıkta bir düşüş oldu.

Der Regen hielt eine Woche an.

Yağmur bir hafta sürdü.

Morgen wird es wahrscheinlich Regen geben.

Yarın yağmur olma olasılığı var.

Tom war vom Regen völlig durchnässt.

Tom tamamen yağmurla ıslanmıştı.

Tom suchte Schutz vor dem Regen.

Tom yağmurdan korunmak için sığınak aradı.

Gestern Abend hatten wir heftigen Regen.

Dün gece şiddetli bir yağmur vardı.

Der Regen schwemmte den Erboden weg.

Yağmur toprağı sürükledi.

Wir hatten diesen Sommer wenig Regen.

Bu yaz az yağmur aldık.

Lass das Fahrrad nicht im Regen.

Bisikleti yağmurda bırakma.

Heute sieht es nach Regen aus.

Bugün yağmur yağacak gibi görünüyor.

Diese Wolke sieht nach Regen aus.

Bu bulut yağmurun habercisi.

Der Regen klopft an die Fensterscheiben.

Yağmur pencere camına vuruyor.

Tom fährt nicht gern im Regen.

Tom yağmurda araba sürmeyi sevmiyor.