Examples of using "Unterschiedliche" in a sentence and their turkish translations:
Biz farklı insanlarız.
Biz şeyleri farklı olarak görüyoruz.
Bu tabloların boyutları farklı.
Onlar zıt yönlere gittiler.
Tek yumurta ikizlerinin farklı parmak izleri var.
Garip çoraplar giyiyorsun.
Film karışık eleştiriler aldı.
O çok farklı metotlar denedi.
Bu bölgeler herkes için farklı.
Üç farklı gezginimizi görüyorsunuz burada.
Bu ve şu iki farklı hikayedir.
Hıristiyanlık ve İslam, iki farklı dindir.
Bizim farklı ihtiyaçlarımız var.
Yılın farklı zamanlarında gökyüzünde farklı takım yıldızları görülebilir.
Onların farklı fikirleri vardı.
Farklı bir fikrim var.
Karışıklığı önlemek için, takımlar farklı renkler giydi.
Farklı yollarda yürürüz. Hayat bazen böyledir işte.
Tom ve Mary farklı kapılardan ayrıldı.
Farklı insanlar farklı şeyler inanır, ama sadece bir gerçek var.
Farklı uluslar ancak birbirlerinin kültürlerine saygı duyarlarsa bir arada yaşayabilirler.
Birleşik Devletler ve İngiltere'nin farklı işaret dilleri vardır. Meksika İşaret Dili de İspanyolca İşaret Dili'nden farklıdır.
japonya ve diğer ülkeler arasındaki farklılığın nedenlerinden biri eğitime bakışlarıdır.