Examples of using "Streng" in a sentence and their turkish translations:
Kesinlikle yasaktır.
Tom sıkı.
Sen katısın.
Sigara içmek kesinlikle yasaktır.
Saç yapımı sıvısı güçlü bir koku yaydı.
Kendiniz uygulamayın.
- Tom çok katı.
- Tom çok otoriter.
Ben çok katıyım.
Tom sert görünüyor.
Ebeveynlerim çok katı.
Tom'un babası çok otoriter.
Onu ağır bir biçimde cezalandırmalıyız.
Şiddetle cezalandırılmalıdır.
Ağır bir şekilde cezalandırılmalı.
Thomas, biraz gayret et!
- Sert olabilirim ama adilim.
- Kırıcı olabilirim ama adilim.
Açık konuşmak gerekirse, sen hatalısın.
Benim babam çok otoriterdir.
Tom sıkı bir vegan diyeti izler.
Tom'u çok sert yargılama.
Bu kadar çok çalışmayın.
- Kendine bu kadar katı olma.
- Kendine karşı bu kadar katı olma.
- Bu kadar yüklenme kendine.
O, çocuklarına karşı sertti.
Bu çok gizli bir özel görevdir.
Benim annem de çok otoriterdi.
Neden Almanya Yunanistan'a bu kadar sert.
Tom öğrencilerine karşı yeterince otoriter değildir.
Fiyatlar kesinlikle savaş sırasında düzenlendi.
Öğretmen öğrencilerine karşı otoriter.
Öğretmen öğrencileri ciddi olarak azarladı.
Kendine bu kadar sert olma.
Çocuklara karşı çok sert olma.
Tom kendisine karşı çok serttir.
O tembel insanlara karşı çok serttir.
Belki Tom'a çok sert oldum.
Ben çok gizli bir görevdeyim.
Bay Yoshida çocuklarına karşı çok serttir.
Belki Tom'a karşı çok serttim.
Çok sert olma. Onlar sadece çocuk.
Burada sigara içmek kesinlikle yasaktır.
Napolyon bile onun çok şiddetli olup olmadığını merak etti, Soult cevap verdi, “
Bayan Eichler öğrencilerine olan sertliğiyle bilinir.
Ebeveynlerimin her ikisi de otoriter değil.
Ne kadar uğraşırsan uğraş, bırak başkasını, kendini bile bir şeye zorla inandıramazsın.
Brian kullandığı parayı kesinlikle sınırlamak niyetinde.
Daha çok çabala.