Examples of using "Spüren" in a sentence and their turkish translations:
Ama tehlikeyi sezen başkaları var.
Bunu hissedebiliyorum.
Kalbimin küt küt attığını hissedebiliyorum.
Tom hiçbir şey hissedemiyordu.
Acı hissediyoruz ve çekip gidiyoruz.
Bunu hissedersiniz.
Aslanların etrafta olduğunu sezebiliyorlar.
Bunu gerçekten hissedebiliyordum. O büyük yaratığı.
Isıyı buradan hissedebiliyorum.
Tom, güneşi yüzünde hissedebiliyordu.
Güneşi yüzünde hissedebiliyordu.
Bir şey hissetmiyor musun?
Şu tepelerden gelen hava akımını hissedebiliyorum.
Buradan soğuk hava geldiğini hissedebiliyorum.
Bu vahşi hayvanların hayatlarının ne kadar hassas olduğunu fark ediyorsun.
Farkı hissedebiliyor musun?
Ayılar üç ay sonra ilk defa güneşin sıcaklığını hisseder.
Bu videoyu izlediğimizde vücudumuzda biraz yorgunluk hissedebiliriz
Kesilmiş uzuvları olan insanlar onları hâlâ orada gibi hissetmeye devam ediyor.
Kendini küçücük bir çatlaktan sokabiliyor. Yengeç onu hisseder gibi oldu
- At çok zayıftı, böğrüne dokununca kemikleri elime geliyordu.
- At öyle zayıftı ki böğrünü elleyince kemiklerini hissedebiliyordum.
Eğer ki beyninizi zaten zorlamadıysanız şu an bir yorgunluk hissetmiyeceksiniz
Pencere açmaktan kaçının; Sırtımda hava akımlarını hissetmek için büyük arzusu yok.
Tutmak istediğim el senin elin.Duymak istediğim kalb senin kalbin. Öpmek istediğim dudaklar senin dudakların. Ve bedenime yakın olmasını istediğim beden senin bedenin. Seni özlüyorum!